Featured Hegemonya, Post-Fordizm ve Küreselleşme Ekseninde Kapitalist Devlet Posts
You can find Featured Hegemonya, Post-Fordizm ve Küreselleşme Ekseninde Kapitalist Devlet books, featured Hegemonya, Post-Fordizm ve Küreselleşme Ekseninde Kapitalist Devlet quotes and quotes, featured Hegemonya, Post-Fordizm ve Küreselleşme Ekseninde Kapitalist Devlet authors, featured Hegemonya, Post-Fordizm ve Küreselleşme Ekseninde Kapitalist Devlet reviews and reviews on 1000Kitap.
...daima totalleştirme projesiyle tam olarak bütünleşmeyen ya da buna direnen toplumsal ilişkiler veya yapılar (hatta doğal olgular) bulunur ve totalleştirmeye yönelebilecek farklı merkezlerden doğan, birbirleriyle rekabet halinde değişik düzeylerde totalleştirme girişimleri vardır...Bu bağlamda, küreselleşme, potansiyel olarak küresel bir toplumsal formasyon düzeyinde totalleştirme girişimlerinin tümünü kapsar. Fakat... küreselleşme çok ölçekli, çok-merkezli ve çok-zamanlı bir süreç olarak görülmelidir. Ekonomik, siyasal ve sosyo-kültürel bir proje olarak küreselleşmenin çok farklı çeşitleri vardır...
'autopoiesis' nosyonunu...Hücre biyolojisinden sosyolojiye (bazılarına göre hiç meşru olmadan) çevrilmiş olan autopoiesist yaklaşım, bütün temel toplumcul (societal) alt-sistemlerin (örneğin hukuk, politika, ekonomi ve bilim) kendine gönderme yapan (self-referential), kendini-üreten (self-producing) ve kendini-düzenleyen (self-regulating) sistemler olarak incelenebileceğini ileri sürer. Özetle, bu sistemler kendi sınırlarını söylemsel olarak oluştururlar, kendi iç işleyişlerinin koşullarını oluşturarak kendilerini yeniden-yaratırlar ve kendilerine dışsal bir mantığa (işlevsel ya da girdi-çıktı mantığı) bağımlı olmaktansa kendi işleyiş
mantıklarına (modus operandi) dayalı olarak gelişirler.
Tanıdık. 5, 7, 9 etkileyici. Şu an ki durumu yaşattı.
otoriter-devlet biçiminin kendine özgü dokuz niteliği...1) iktidar, yasamadan yürütmeye devredilir ve yürütme içinde -genellikle kişisel yönetimin ortaya çıkışıyla birlikte başbakanın veya yürütme gücüne sahip cumhurbaşkanının elinde- yoğunlaşır; 2) devletin üç aygıtı ,- yasama, yürütme ve yargı- arasında bütünleşme eğilimi artar ve tekil ve
Kurumsal bir bütün olarak devlet, devletin farklı dallarının bireysel ya da kolektif faaliyetlerine belirli bir stratejik yönelim kazandırmak isteyen
farklı siyasi güçlerin üzerinde devinecekleri bir alan oluşturur.
Bugün, hem jeo-ekonomik hem de jeo-politik temelde ulusal devlet, Daniel Bell'in artık klasikleşmiş veciz ifadesiyle söylersek, büyük çaplı sorunları çözmek için fazla küçük, küçük çaplı sorunları çözmek için de fazla büyükmüş gibi görünecektir (Bell 1987). Ulusal devlet, artık iç ve dış siyasetin başrol oyuncusu olduğu baştan verili kabul edilen bir aktör değildir.
Bu da yalnızca ulus-üstü ve ulus-altı yönetim biçimlerinin genişlemesini değil, aynı zamanda piyasanın ya da hiyerarşik, bürokratik yapıların yarattığı problemlerin üstesinden gelebilecek yeni yönetişim biçimleri arayışını da teşvik eder.