Her işin temeli niyettir. Bütün işler niyet temeli üzerine bina edilir. Bu sebeple mümin gerek dünya gerek ahiretle ilgili bütün işlerini iyi ve sağlam bir niyetle yapmalıdır. Zira bütün işler niyete bağlıdır. İhlâsla ve samimi bir niyetle yapılan işler faydalı olur. Allah için olmayan bir niyetle yapılan amel riyadır, riya ile yapılan amel, Allah Teâlâ'nın gazabına sebep olur. Nitekim Hz. Peygamber [sallallahu aleyhi vesellem],
"Muhakkak ki bütün ameller niyetlere göre değerlendirilir ve karşılık görür. Herkese niyet ettiği şey verilir" diye buyurmuştur.
Bir Allah dostuna,
"Efendim, rızık değişir mi?" diye soruldu. Arif,
"Hayır, rızık mukadderdir, değişmez" diye cevap verdi. Tekrar,
"Çalışmakla artmaz mı?" diye soruldu. Arif,
"Artar, fakat o artan rızık değil, maldır" diye cevap verdi.
Kalp, vücudun pusulasıdır. Helâl lokma ile doğru yolu gösterir. Haram ile yanlış istikameti gösterir. Nitekim Hz. Peygamber [sallallahu aleyhi vesellerm] helâl, haram ve şüpheli şeylere dikkat çektikten sonra kalbe de dikkat çekiyor ve buyuruyor:
"Dikkat edin! İnsan vücudunda küçücük bir et parçası vardır. Eğer bu et parçası iyi olursa bütün vücut iyi olur. Şayet o bozulursa bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası kalptir."
Demek ki yenilen ve içilen şeyler kalbe etki ediyor. Çünkü mide yenen şeyleri hazmettikten sonra gerekli yerlere gönderir, kalbe de kan olarak gönderir. İşte kalp bu kanı bütün vücuda pompalar.
İşte helâl lokma ile hâsıl olan kan, kalbi manen sağlıklı kılar ve bu sağlıklı kalbin pompalayıp gönderdiği diğer organlara da sıhhat verir. Fakat haram lokma ile hâsıl olan kan, kalbi de kalıbı da ifsat eder, manen hasta eder. Haram lokma neticesinde kalp bozulur. Kalp bozuldu mu, diğer organlar da bozulmaya mahkûmdur. Zira kalp beden ülkesinin sultanıdır, sultan gitti mi asker de gider, ülke de gider.
Allah Resûlü [sallallahu aleyhi vesellem), helâl kazancı ilimle eşit tutmuş ve her ikisinin de farz olduğunu beyan ederek şöyle buyurmuştur:
" İslam'ın farz olan temel ilimlerini öğrendikten sonra, rızkını helalinden kazanmak da farzdır ." (Hadis-i Şerif)