Hendek
Herman KochLow Rated Hendek Reviews
You can find Low Rated Hendek quotes, low rated Hendek book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Score
7.6Out of 10
Kitap baş karakter Robert'ın eşinin kendisi aldattıgından şüphelenmesi ile başlıyor. Daha önceden tam da bu tema üzerine Peyami Safa'nın Şimşek adlı kitabını okumuş biri olarak bu kitap için yapabileceğim tek yorum havada kalmış, basit, sıradan ve hatta vasat olabilir.
Şimşek baş karakter Mufid'in eşi Pervin'in kendisini aldattığından şüphelenmesini öyle derin psikolojik tahlillerle anlatıyordu ki okurken yazarın kalemine ruh tahlillerine hayran kalmıştım. Özellikle Müfid'in bu şüphelerini yakın arkadaşı Ali ile paylaştığı kısımlarda Ali karalterinin yaptığı yorumlar psikoloji kitaplarından çıkmış gibiydi. Peki ya Hendek? Ne ana konusunda ne de yan konularında en ufak bir derinlik barındırmayan olayların ve karakterlerin son derece sığ bir biçimde anlatıldığı, yazarın ara ara girmeye çabaladığı felsefe ve politika konularının ise son derece yavan kaldığını hissettiğim bir okuma oldu. Bir kaç bilindik cümle ile değinilmeye çalışılan konular geçiştirilmiş ana tema ise tamamen havada kalmış zaten. Tamamen hayal kırıklığı. Son olarak benim gibi derin psikolojik tahlillerden hoşlanıyorsanız ve bu kitabın konusunda bir eser arıyorsanız mutlaka Peyami Safa'nın Şimşek eserine göz atın...
Hollandalı, 1953 doğumlu yazar Herman Koch, 10 parmağında 10 marifeti olan birisi roman , öykü ve köşe yazarı, aynı zamanda aktör ve televizyon yapımcısı. Montessori Lisesi’nde orta öğrenimine başlamış ama öyle disiplinsizmiş ki okuldan atılmış. Adam zeki, farklı ve muzip birisi gibi geliyor bana
Hendek, okuduğum ilk kitabı ama devamı gelir
Hollandalı yazar 1953 doğumlu. Onlarca dile çevrilen ve The New York Times'ın En çok satanlar listesinde haftalarca kalan dünyaca ünlü "akşam yemeği" kitabının yazarı.
Hendek yazarın ilginç bir romanı. Amsterdam Belediye Başkanı Robert, her yıl olduğu gibi yeni yıl partisi düzenlemiştir. Bu partiye belediye çalışanlarıyla birlikte kentin seçkin kişilikleri katılır. Bu tür toplantıları karakter olarak kendisi ve eşi Sylvia sevmese bile katılmalarını zorunlu görür. Konuklarıyla söyleşiye daldığı bir an eşinin yanından ayrıldığının farkına varır. Gözleri tüm konukları tarar. Eşinin salonun diğer ucunda belediye encümeniyle yakın bir sohbete tutulduğunu görür. Öyle ki eşi encümenin anlatılarına kahkahalarla güler. Başkan konuklarla olan söyleşisini keser eşinin yanına gider. Encümen başkanın gelişiyle Sylvia'nın yanından izin isteyerek hemen ayrılır. Başkanın zihninde bir şüphe oluşur. Bu şüphe eşinin kendisini encümenle aldattığı şüphesidir.
Roman kurgusu bu minval üzerine kuruludur. Başkan bu süreçten başlamak üzere eşinin davranışından şüphelerinin doğru olup olmadığını yaşamının bütününde arar.
Eğlenceli, Edebiyat yapılmak üzere kaleme alına eser kendi ülkesinde bir değer olarak görülebilir. Ancak haddim olmayarak kendi kültürel yapımızla eleştirdiğimde çok da okunası bir eser olduğu kanısına varamıyorum.
"Kısacası 128 milyar nerede? Ezanlar susmaz ...der gibi"
.
Açıkçası sonundan hiçbir şey anlayamadım. Sylvia iki üç hafta evden gittiğinde ne zaman döndü? Geçmişte büyükbaba ve büyükannesine olanlar neydi? Babasının kırmızı spor arabasında oturan çiçekli başörtülü kadın kimdi? Çok ince detaylar var, ben yakalayamadım. Yani hikaye pek kafamda oturmadı; ama bunları okurken satır aralarında siyasal ve politik arka plan vardı, bunun yanında çevre sorunlarından, tüketim toplumuna, ötenaziye kadar birçok konu vardı. İlgilisine tavsiye edilir.
Kitabı cok sevdiğimi söyleyemiyeceğim.Karısının kendisini aldatıp aldatmadığını bir türlü anlayamayan ve anlamaya çalışan Belediye başkanı Robetin hikayesi. Bir yanda kendini öldürmek isteyen ebeveynleri bir yanda da işindeki sıkıntılı durumlar.Ara ara kitap beni gercekten gerdi.