You can find Oldest Hepimiz Yamyamız books, oldest Hepimiz Yamyamız quotes and quotes, oldest Hepimiz Yamyamız authors, oldest Hepimiz Yamyamız reviews and reviews on 1000Kitap.
İnsan topluluklarındaki kabul ayin ve mitoslarının pratik bir işlevi olduğu muhakkak: Büyüklerin küçükleri düzen ve itaat içinde tutmalarına yardım eder
Uzun zaman boyunca, 19. yüzyılda başlayan sanayi devrimi bir yana bırakılırsa, tüketilebilir mallar üretiminin ancak tarımın icadıyla bu kadar hızlı ve bu kadar kitlesel bir biçimde arttığına inanılmıştır. Tarım sayesinde insan topluluklarının yerleşik yaşama geçebildiği, tohumların muhafaza edilmesiyle düzenli bir arzın sağlanabildiği düşünülür. Nüfus artmıştır; eldeki fazlayı kullanan toplumlar, gıda üretimine katılmayan ve özel görevler üstlenen bireyleri ya da sınıfları, şefleri, soyluları, rahipleri, zanaatkarları geçindirme lüksünü göze alabilmişlerdir. Dört ila beş
bin yıllık bir zaman diliminde tarımın sağladığı atılım, sürekli açlık tehdidiyle eğreti bir yaşam süren insanları, önce köy topluluklarında,sonra kent-devletlerde, en sonunda da imparatorluklarda istikrarlı bir varoluşa yöneltmiştir.
Suçlananları insanlığın aşağı bir tabakasına atmak, böylelikle
de ırkçı önyargılara istemeksizin geçerlilik kazandırmak yerine,
belli bir kültürel bütünlükte anlamdan yoksun olan alışkanlıkların
bir başka kültürel bütün içinde bir anlam ifade edebildiğini
göstermeye önem vereceğiz. Zira inanç sistemleri hakkında
yargıya varmamızı, hele şunu veya bunu kınamamızı sağlayacak
bir ortak ölçü yoktur - tabii içlerinden birinin (elbette bizimkinin)
evrensel değerlere malik olduğunu ve herkesin bunu kabullenmesi
gerektiğini iddia etmediğimiz takdirde.
"Aynı daima başka’yı doğurur. Evrenin doğru işleyişi bu dinamik dengesizliğe bağlıdır, söz konusu dengesizlik olmasa evren her an bir ölgünlük, eylemsizlik haline düşme riskiyle karşı karşıya olurdu."
"Var olduğundan beri, her zaman ve her yerde, “fikrinin peşine düşmek” insanın en değişmez uğraşlarından biri olmuştur. Bu alıştırma insana bir tatmin sağlar, bir yarar bulur onda; bu arayışın nereye götüreceğini de sormaz kendine."