Her Aşk Bitmek İçin Başlar

Yasemin Özçelik
kaç kere geldin hayatıma? ve sonra kaç kere gittin? ben durgun sularda yüzerken, sen çalkantılı bir denizdin. medcezirlerinle kumdan kalelerimi devirdin. geldin gittin, geldim gittin... söylesene bir tanem, seni beni kaç kere sevdim?
Reklam
Ama tıpkı doğadaki beklenmedik depremler gibi bir şeyler oldu işte. Taş üstünde taş kalmadığı anlar çok oldu kalbimde…
Hele ben ne çok alışkınım tüm bu hayal kırıklıklarını göğüslemeye. Doğduğum dakikadan beri vedalarla uğraşıyorum…
Ben neyi özlüyordum bu denli? Yoksa yeniden, yaşarken boğulduğumu düşündüğüm şeyleri mi?
İçimi acıtan o gitmeler olmasa, gelişler de bu kadar anlamlı olmazdı belki de…
Reklam
“Yüreğin hiç acımıyor mu?” diye sormuştu bana. “Deli misin? Yüreğimin üstünden tren geçiyor gibi. Lime lime oldum sanki...” diyebilmiştim.
Sayfa 135Kitabı okudu
İşin kötüsü, nice şairde sonradan ilhama dönüşen acılara da benzemiyor benimkisi. Ne sadece gözlerin özlediğim, ne sadece ellerin, ne de sadece kokun… sensiz de yapabilirim sanıyordum ama yanılmış içim. Daha gitmek için arkanı döner dönmez, her şeyini özledim…
Hayatta, senin beni arayıp sormamandan daha mühim şeyler var. Şükür ki hayattayız, şükür ki hayattasın mesela. Sevdiğin bir insanın suskunluğu, onun ebedi sessizliğinden iyidir en azından, diye düşünmeye başlıyorum. Ve zaman her yaraya devadır…
Reklam
E hani her aşk bitmek için başlardı?
Aslında o giden kişi kendini gitti, aşkımız da bitti sanıyor ve inanın her giden bu konuda yanılıyor… Gerçek yaşanmışlıkların hiçbiri “elveda” diye bir kelimeyi tanımıyor… Hiç bir aşk kapıdan çıkışlarla bitmiyor.
“Yüreğin hiç acımıyor mu?” diye sormuştu bana. “Deli misin? Yüreğimin üstünden tren geçiyor gibi. Lime lime oldum sanki…” diyebilmiştim.
Karar vermem gerekiyor mütemadiyen. Oysa ben “hiç kimse” olmak istiyorum ebediyen.
Bir düşünün, insan ömrünün çoğu birilerini ya da bir aşkı beklemekle ya da o kişiyi veya aşkı unutmaya çalışmakla geçmiyor mu? Çoğumuz o an içinde bulunduğumuz durumdan hoşnutsuz bir biçimde, sıkıntı içinde tüketmiyor muyuz “ ömür” diye bize sunulan zamanı?
Resim