"Yalnızca sen ve ben varız şimdi. Yanıtlanması gereken tek bir soru var."
Biri var, Jake... Onun ailesinin çiftlik evine doğru yola çıkıyoruz. Yol uzun, ıssız ve Jake'ten ayrılmayı düşünüyoruz. Şuana kadar neden ayrılmadık ki? Yol boyunca bunu soruyoruz kendimize. Ve her şey bu yola çıkmakla başlıyor.
Kitabın ilk sayfasından itibaren o garip atmosferi hissediyorsunuz çevrenizde. Adını koyamadığınız bir tedirginlik oluşuyor, bir sürü sorularla dolup taşıyorsunuz.
Jake kim? Arayan Numara kim? Kitap da durmadan arayan bir numara var ama konuşmayı sevmiyor. Sadece, sadece ses kayıdı...
Jake'in ailesinin yaşadığı çiftlik evine gidiyoruz, yolumuzun sonu. Yani biz kısa süre içinde öyle sanıyoruz. Ev, sessiz garip bir soğukluk var. Kapılarda çizikler, kimin olduğunu anlamlandıramadığımız fotoğraflar... Yemeklerin tadı kötü, aynı evin içindeki atmosfer gibi. Aynı bodrum katı gibi...
Yazar, Jake'in evinin olduğu yerleri o kadar iyi kaleme almış ki sanki kendimi gecenin bir yarısı gerilim filmi izliyor gibi hissettim.
Sonra evden ayrılıyoruz ve yola düşüyoruz, geri gitmek için. Ama nereye? Yolumuz bir okula düşüyor, kimsenin olmadığı bir okula. Okula girdiğimizde aslında yolun sonunun burası olduğunu anlıyoruz.
Şans eseri aldığım bir kitaptı ve bu kitap gerçekten beklentilerimi karşıladı. Bence bir şans verebilirsiniz.
