Her Sözcük Bir Tohumdur

Susanna Tamaro

Öne Çıkan Her Sözcük Bir Tohumdur Gönderileri

Öne Çıkan Her Sözcük Bir Tohumdur kitaplarını, öne çıkan Her Sözcük Bir Tohumdur sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Her Sözcük Bir Tohumdur yazarlarını, öne çıkan Her Sözcük Bir Tohumdur yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İhanet
Hayvanın bakışı bizi sorguluyor. Gözlerinde korku ve dehşet var. Bizler Tanrı' nın suretinde yaratılmamış mıydık, ve onların sorumluluğu bize verilmemiş miydi? Kardeşlerimizin çağrısına neden ihanet ettik? Neden her türlü şiddeti, sadizmi, acımasızlığı uyguladık ve hâlâ uygulamaktayız onlara? Biz suretimizi kime ödünç verdik? Küçük kardeşlerimiz umutsuzluklarini, korkularını haykırıyorlar. Onların yakınmaları Kıyamet borazanlarindan farklı değil. Doğayı katletmekle, kendimizi katlediyoruz. Kendimizi katlediyoruz çünkü yaşam kaynaklarımız pek yakında yok olacaklar. Havasız, yağmursuz, susuz kalacağız. Kendimizde gördüğümüz üstünlük yüzünden yaşamaya değer tek canlının kendimiz olduğumuzu sanıyoruz.
112 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
İtalya'da köklü bir ailenin üç kızından biri olan Susanna Tamaro, zorluklarla geçen çocukluğundan sonra onsekiz yaşında deprem ve yirmibeş yaşında da ölümcül bir hastalığın pençesinden kurtuldu. Şimdilerde ise Asperger Sendromu yaşadığı açıklamasını yaparak inziva bir yaşam sürmekte. Yirmiyedi yaşında edebiyatta kalemini konuşturmaya başlamış, Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı eseriyle dünya edebiyatında hatırı sayılır bir üne ulaşmıştır. #hersözcükbirtohumdur eserinde okurla sohbet eder gibi bir dil kullanmış. Yaşadığımız evrenin aslında yüreğimize dokunan sözcüklerle şekillendiğini, duyguların ruhumuzun aynası olan düşüncelerimize nasıl yansıdığını ve hislerimize yön verdiğini yumuşak bir üslupla anlatmış. Kendi hayatından anekdotlara da yer verdiği bölümler yazarı sevdiğim için çok hoşuma gitti. Çağımız insanının teknolojiyle ve telekomünikasyonla nasıl bir evrim yaşadığını da satır aralarında belirginleştirmesiyle okura ayna tutmuş. #susannatamaro 'un insanı sorgularken, okuruda bu sorgulamanın içine çektiği eseri tavsiyemdir. #alıntı ikrah! Arkaik, az kullanılan, efendice konuşmalarda yer almayan, evet, ama, gene de gibi sözcükler arasında yer almayan bir sözcük. Oysa ben bu sözcüğü çok seviyorum, hatta bayılıyorum. İkrah: Bir şey, bir kimse, bir düşünceyi kötü, iğrenç veya aşağılık bularak ondan uzak durma duygusuna kapılmak.
Her Sözcük Bir Tohumdur
Her Sözcük Bir TohumdurSusanna Tamaro · Can Yayınları · 2007103 okunma
Reklam
ikrah! Arkaik, az kullanılan, efendice konuşmalarda yer almayan, evet, ama, gene de gibi sözcükler arasında yer almayan bir sözcük. Oysa ben bu sözcüğü çok seviyorum, hatta bayılıyorum. İkrah: Bir şey, bir kimse, bir düşünceyi kötü, iğrenç veya aşağılık bularak ondan uzak durma duygusuna kapılmak.
Sayfa 33 - Can YayınlarıKitabı okudu
Kendinden, geçmişinden, yalnızlığından kaçmak için yürüyordu belki de.
112 syf.
1/10 puan verdi
Her Sözcük Bir Tohumdur
Her Sözcük Bir Tohumdur
Susanna Tamaro
Susanna Tamaro
Her sözcük bir tohumdur ve kendi besinini içinde barındırır. Yüreğinin Götürdüğü Yere Git ve Yüreğimin Sesini Dinle gibi romanlarıyla tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok geniş bir okur kitlesine ulaşan Susanna Tamaro, bu kez bize sessizliğin ve sözün yaşamımızdaki derin anlamını anlatıyor. İletişimsizliğin yaşamlarımıza egemen olduğu, sözün giderek anlamını yitirdiği günümüzde, sessizliği ve ölümü yeniden düşünürken, yaşamın pırıltısı ve gizemini yakalamanın yollarını arıyor. İnsanoğlunun her sözcüğün bir tohum olduğunu nasıl unuttuğunu, kendisini sarmalayan evrene nasıl bu denli yabancılaştığını sorgularken, bizleri birbirimizi dinlemeye ve anlamaya çağırıyor. Tamaro’ya göre, sözcüklerin birer tohum gibi serpilip boy atacağı toprak insan yüreğinden başka bir yer değil. Sözcükler ancak orada köklenebilir, umursamazlık kabuğunu kırabilir ve insanlığı bilge kılabilir.
Her Sözcük Bir Tohumdur
Her Sözcük Bir TohumdurSusanna Tamaro · Can Yayınları · 2007103 okunma
Tarihsel her dönemin, sonraki kuşaklara aktaracağı bir destanı vardi:. Benim çocukluğum, Carso ovası cephesinde savaşan ve sınırlara doğru yürüyen dedelerin öyküleriyle beslenmişti. Yılda bir kez Redipuglia veya kemiklerin gömülü olduğu Oslavia'ya gider ve dede, hatta baba olacak kadar yaşayamayanları ziyaret ederdik. ""Uff" veya "Anlatsana" demeden, bir soru bile sormaya cesaret edemeden hüzünlü bir sessizliğe gömülür, öylece dururduk 2050 yilındaki bir dede, sesinde belli belirsiz bir heyecan tıisıyla şunları anlatacak: "Düzmece bir evin içinde on iki kişiydik ve bütün bir günü hiçbir şey yapmadan geçiriyor, divanlara, koltuklara uzanıp çene çalıyorduk." Bu gerekli girişi yaptıktan sonra Biri bizi gözetliyor'u ve bütün Reality Show'ları berbat bir yozlaşma olarak gördüğümü gizleyemem. Bunun nedeni sergiledikleri bayağı dil, cinsellik, para, pek düzeysiz konuşmalar değil; bu etkenlerin bir araya gelmesi yaygın bir kehanetle yeni bir canlı türünün ortaya çıkmaya başladığını gösteriyor: omurgası olmayan insan.
Sayfa 32 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
299 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.