Antik dünyada bilgi, bugün olduğundan daha çok bütünlük arzediyordu. Yalruzca matematik ve mantik değil şür, retorik ve felsefe de nesnel hakikatin önemli kaynaklarından sayılıyordu.
Örneğin, elmayı gözlerimizle gördüğümüzde ya da hafızamızda canlandırdığımızda, Husserl'e göre elmanın doğru anlamıyla ya da özüyle temastayız demektir.