Üç Kadının: coğrafyamızın farklı renklerin tonlarını yansıtan, dünyaları umutla şenlenen, acıyla hüzne boğan gerçekliğimizi yüzümüze vuran dramatik hayatları
Ziynet, hırslarının peşinde cinselliğini kullandı. İnandığı değerleri ayakları altına alıp; bir erkeğin gölgesinde makam edinmek, saygınlık kazanmak ve takdir görmenin peşinde koştu. Çıkarları için en sevdiklerini bile kullanmayı, erkekler dünyasında kendisinin de kullanılmasıyla bedelini beklenmedik bir şekilde ödedi.
Umut, hayatı boyunca adı gibi umutla hayata tutunmanın yollarını aradı. Bir gün kendisi olmanın cesaretiyle umutları gerçek oldu. Hayat kendisine verdiği bu mutluluğu, yine acımasızca elinden aldı. Umut’un aşkla süslenen umudu sizden bir parça taşıdığını hissedeceksiniz.
Nesrin, aşklarının dinlerini ve ırklarını aşacağına inandı ve kendini sevginin kollarına bıraktı. Erkeğin hevesinin geçmesiyle kendini şiddetin, ayrımcılığın ve yoksulluğun ortasında buldu. Çıkmazlarına çözüm bulamadı. En acınası ise, kendisine yaşatılanların kızı Kumru’ya yaşatılmasına göz yumdu ve kendi rahatı için kızını feda etti.
Kadın kimliğinin, naif ruhunun nasıl yok edildiğine ve kadına çocuğa şiddete giden yolun ayak izlerine bizi götüren kitap, size farklı dünyaların kapısını aralayacaktır.
