“..varsa yoksa oyundu bildikleri gün doğandan batana, uyku bastırana, masallar kirpiklerine asılana kadar. Çocuk olmak böyle bir şeydi, her güne çocuk kalkmak.”
“Etraf vızır vızır geçen arabalar, otobüsler, karınca gibi oradan oraya koşturan insanlarla doluydu. Bir şehrin bu kadar kalabalık, gürültülü, yabancı olabileceğini hayal bile etmemişti. Herkesin bir acelesi, herkesin bir bakar körlüğü vardı. Başı döndü kalabalıktan. Nasıl bir memleketti burası? Kimse durmuyor, durup da önüne ardına bakmıyordu. Başını kaldırdı yukarı baktı İrecep. Gökyüzünü arandı. Ne bir parça bulut ne güneş vardı tepede. Gökyüzü upuzun kara kristal betonlardan, camlardan, demir çelik yığınından binalardan, evlerden görünmüyordu bile.”