Hayatımıza kimler giriyor, kimler geliyor ve geçiyor. Hepimiz eninde sonunda tesadüf işte deyip geçiyoruz ancak Hakan Mengüç tam olarak buraya değiniyor işte. "Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir".
Yazarın da bahsettiği gibi bu kitabı yazma amacı, seminerlerine gelemeyen veya onunla görüşemeyen insanlara bu kitap aracılığıyla ulaşmak. Kitap tamamen yaşanmış olayları yansıtmasa da, yaşanmış olaylarla kurgulanarak okuyuculara dokunmayı başarmış. Dokunmak diyorum çünkü gerçekten okurken bir nevi kitabı yaşayacaksınız. Hakan Menguç'e seminer sırasında ulaşan bir notun onu Azra'ya ulaştırmasıyla başlıyor. Sonrası ise uzun bir yolculuk. Parasız, telefonsuz, hiçbir güvencen olmadan çıktığın ve 7 gün süren bir yolculuk. Yolculukta yaşananlara ve anlatılanlara değinmek taraftarı değilim. Bu hissiyatı ve içinize dokunan cümleleri ancak okuyarak anlayabilirsiniz.
İncelememi sonlandırırken sizden, yazarın hayat hikayesini araştırmanızı ve okumanızı istiyorum. İnanın kitap kadar, hayatına ve yaşayışına da hayran kalacaksınız. Ufak bir tavsiye daha, kitabı okurken Hakan Mengüç'ün kitap öyküsü için hazırlanan müziklerini dinlerseniz emin olun kitabın bambaşka bir tadı olacaktır. Keyifli okumalar dilerim...