Çoğu yaşanmış, birkaçı da yaşanmışlığın kurgusu olan
hikâyeler 'Hidayet Tutkunu' nice farklı kahramanların
etrafında bize kendimizi anlatır, hatırlatır kıvamdadır.
Kimi bir askı, kimi bir umudu, kimi bir çileyi, kimi bir
tecrübeyi ve diğerleri de başkaca duyguları aktaran
hikâyelerin özetidir aşağıdaki cümleler:
"...Üşümüştür hava, su ve toprak kıs boyunca.
Soğukluk işlemiştir içlerine.
Soğuklar gitmeli, buzlar erimeliydi ki meyvelerini yaz
mevsimine yetiştirmek için bahar gelinini alsın.
Soğuk, kıs boyunca önce bedene, sonra ciğerlere ve
derken duygulara sinerdi.
Duygular bir sarkıt olurdu, sarkardı hüzün saçağından.
Umutlar, bir cemre vaktinde yeniden yeşermek üzere
damla damla su olurdu.
İman da bir cemre olup ısıtırdı gönülleri sirk, küfür ve
nifakın dondurucu katılığına nisbet.
Muhammedi muştuyla ekerdi hakikat tohumlarını ve
Tuba çekirdeğini gönlün fıtrat toprağına.
Yeni gün intizarındaydı bahara hasret tüm yürekler.
Nemrut ateşlerinde İbrahimvari çile çekenler tevekkül
arzıyla kardelen olup yeşerirdi gül bahçelerinde.
Artık ateş yakmazdı İlahi sevgiye Halil olanları…
Alevler, serinlerdi mümin yüreklerin teslimiyetleri
uğruna…