Hikaye Anlatıcısı

Hüseyin Su
Öykü yazarının kulağının "kün" emrine aşina olması gerekir.
Reklam
Şiir söylemekten ziyade bir Susma işidir. İşte o sustuğum şeyleri hikâye ve romanlarında anlatırım. Tanpınar
Öykü, yaşanılan hayatı yazmaktan çok, hayatı yeniden kurarak "varlığımızı" yazmaya çalışmak çabasından ibarettir.
Yalnızca bir sayfasında on üç tane "acı" sözcüğünü sayabildiğimiz bir öykünün tamamında acı çeken bir insanı neden göremediğinizi anlayamıyorsunuz.
"Kitaplar gitgide daha küçük karakterlerle yayımlanıyor. Edebiyatın sonunu hayal edebiliyorum: karakterler yavaş yavaş kimsenin fark edemeyeceği kadar küçülecek ve bütünüyle görünmez olacak." Milan Kundera açıkça edebiyatın insansızlığından şikayet ediyor.
Reklam
"İnsanlardaki doğal hüzün onları hikayecisi yapmaktadır." Peter Bichsel
Genel olarak edebiyat ve sanat, özel olarak da bizim tahkiye geleneğimiz bütün özellikleri ile birlikte ontolojik bir temellendirmeyi zorunlu kılmaktadır. Hiçbir sanatçı bu zorunluluktan kaçamaz. Hikaye anlatıcısının dili yaratılışla hayatının yaşanıldığı zaman ve mekan aralığındaki karmaşada kaybolan, kopan bağları arar onlar bularak koptukları yerlere yeniden bağlamak ve yaşanılır kılmak ister.
İnsan en zalim bir rüyayı bile sonra kadar götürmeden uyanmak istemez, fakat en cazibini bile üst üste üç defa görmeye razı değildir.
Hikayeye giren otobiyografik parça, her şeyden önce sanatçıdan kopmalı ve eserin vicdanına terk edilmelidir.