Beni bundan öncesinde romanlarıyla büyüleyen ve neden daha fazla roman yazmamış diye hayıflandığım, edebiyatımızın en önemli yazarlarından Ahmet Hamdi Tanpınar. Madem başka romanı yok hikayeleri ile okumalarıma devam edeyim dedim ve çok da doğru bir karar verdiğimi gördüm. Her bir hikayesinde o tanıdık üslup, tanıdık karakterler, güçlü anlatım ve kullanılan Türkçe'nin güzelliği...
Daha önceden farklı mecralarda yayınlanan hikayeleri ve kitap olarak yayınlanan bazı daha uzun hikayeleri birleştirilerek uzunlu kısalı 16 hikaye bu kitapta birleştirilmiş. Bu hikayelerde romanlarında da sık sık rastlayacağınız Osmanlı'nın son donemleri ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında yalılarda yaşayan İstanbul'lu aile yaşantılarının yanında, Anadolu'da, taşrada yaşayan insanların hikayeleri de yer almakta. Bu hikayelerin çoğunda insanların iç dünyaları, hayalleri bazen gerçekçi bazen de rüya ikliminde bizlere sunulmuş. Çoğu hikayenin insanı düşünmeye ve sorgulamaya iten tarafları var. Ölüm, ayrılık, ahlak, aşk, sorumluluklar gibi pek çok konuda sizleri içine çekecek hikayeler...
Kitaptaki iki hikaye arasındaki benzerlik çok dikkatimi çekti. "Yaz Yağmuru" ile "Emirgan'da Akşam Saati" hikayeleri nüanslarda farklılıklar olsa da aynı hikayenin dönüştürülmüş halı gibiler. Zaten kullanılan isimler de aynı.