Ömer Seyfettin, halk irfanını önemseyen bir yazardır. Hikayelerinden çoğunun başına bir atasözü ya da özlü söz koyarak, vermek istediği mesajı hissettirmeye çalışır.
Hikayeleri beklenmedik bir sonla bitirmek suretiyle okuyucuyu etkilemeyi dener. Çoğu zaman basit bazı olaylardan yola çıkar. Akıcı anlatımla Hikayelerine bir zenginlik kazandırır.
Kullandığı sade dil, akıcı ve duru anlatım onun bugün de zevkle okunmasını sağlamaktadır.
Yazarın birbirinden güzel hikayelerini okuyabilirsiniz. Ben okuma alışkanlığı kazandırmak ve çocuklar için faydalı buluyorum.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Meşrutiyet Edebiyatı dersim için okumak zorunda kaldığım ve kendim için zaman kaybı saydığım bir kitaptı. Çünkü kitapta yer verilen hikayelerin hemen hepsini ilkokul sıralarından hatırlıyordum. Bu da şaşırmamama ve okurken fazlasıyla sıkılmama sebep oldu. Aslında hikayelerin tamamına yabancı olsaydım da benim için durum değişmeyecekti bence. Zira ben olay hikayesi okumayı sevmiyorum. Hikaye türüne şiir ve diğerlerine oranla daha uzak olmakla birlikte okuyacaksam bile bu hikayelerin durum hikayesi olmasını tercih ederim. Olay hikayesi okumak gerçekten çok sıkıyor beni. Bu kitapla bunu bir kez daha anladım:((
Ayrıca kitabın dönem konularımdan biri olmasının yarattığı okuma zorunluluğunun da okurken bu kadar çok sıkılmamdaki payının büyük olduğunu düşünüyorum(ne derler bilirsiniz ; gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş... ;))))
Benim okumayı tercih etmediğim bir türde oluşundan kaynaklanan bu olumsuz durumun yanı sıra sade bir dile sahip oluşu ve hikayelerdeki kurguların şaşırtıcılığı iyiydi. Çocuklarımıza (Hikâyeler arasında eleme de yapmak usulüyle(çünkü bazıları çocuklar için biraz fazla sıkıcı ve de ağır olabilir)) okuma alışkanlığı kazandırmaya çalışırken bu tarz hikayelerden faydalanabileceğimiz kanaatindeyim. Şimdi bu kitap da ben tarafından yeğenime okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla kullanılacaklar listesine eklenmiş
bulunmakta.