Kıvılcımlı, bir kitapçığında şöyle diyordu:
"Pratiğe ve özeleştiriye sıkı sıkıya bağlı olmayan teori, her şeyden önce teori değildir." Doğru söze ne denir? O halde biz de bu kuralı uygulayabilir ve Kıvılcımlı'nın bu doğru saptamasını, onun teorik vargılarını ve siyasal analiz ve tavırlarını değerlendirmek için kullanabiliriz. Zaten benim bu kitap boyunca yaptığım da bu olmuştur. Ben bu çalışmamda, yazarın bir dizi önemli konuda sübjektif tez ve değerlendirmeler yaptığını, bu tez ve değerlendirmelerin önemli bir bölümünün hem Marksizm-Leninizmle bağdaşmadığını ve hem de Osmanlı ve Türkiye toplumlarının özgül pratiği ve gerçekliğine ters düştüğünü gösterebildiğimi sanıyorum. Evet, benim bu çabam öncelikli olarak Kıvılcımlı'nın, toplumsal pratiğin çürüttüğü bu tez ve değerlendirmelerinin eleştirisidir; ama o aynı zamanda onun bu tez ve değerlendirmelerini dayandırdığı teorik tezlerinin tam ve doğrudan değil, ama kısmi ve dolaylı bir eleştirisidir.