Rusya ile aramızda tıpkı Avrupa'yla olduğu gibi yüzyılları deviren bir eğitim farkı olduğunu kabul ediyorum. Larissa'yı tanıdıktan sonra Buna kesinlikle inanmaya başladım. Bizlere göre oldukça fazla okuyorlar. Araştırma ve bilgiye direk ulaşma yönünden daha şanslılar. El yazmalı bir yığın kitapları bulunduran mükemmel kütüphanelere sahipler. Bu Amerika'da da böyle, aradığın her şeye cilt cilt ve yorulmadan ulaşmanız mümkün. Aslını muhafaza ettikleri, zarar vermeden korudukları mimariler dikkatini çekmiyor mu? Oysa bir de bizim Ülkemize bir bakar mısın? Tarihin en güçlü medeniyetlerinin inşa edildiği topraklardan güzelim, eşsiz Anadolu'dan pay biçsene? Atalarımızın bıraktığı eserlerin aslına uygun restorasyonunu yaparken dahi ne denli zorlandığımız gün gibi aşikâr. Hâlbuki İngiltere'deki Feodalizm'le hüküm sürdüğü, Orta Çağlarda yapılmış şatoları bugün seyrettiğimiz film sahnesinde tıpkı aslının aynı ihtişamıyla ayakta dururken, bizim Topkapı Surlarının dibinde uyuşturucu çeken bir nesil barındırmamız yeterince can yakıcı değil mi?
Eğer Cenevizli tüccar Leandro'nun kayığı Üsküdar'ı Kuruçeşme'ye arşınlamasa, Çin'den gelen ipek ve baharat kervanları Roma saraylarında baş döndürücü elbiselere, damaklarda harika tat bırakan lezzetlere, hatta çorbaların konduğu porselen kâselere dönüşür müydü? Cenevizli denizciler Bizans'ın köprü girişlerinden farksızdı. Bizans'ın dâhileri İstanbul'u keyfinden mi merkez edindiler sanıyorsun? Konstantinpolis dünyanın merkeziydi ve o merkeze sahip olmak dünyayı avucunda tutmak oluyordu...
İnsanlar onurlu olmak zorunda, para bir araçtır. İhtiyaçları karşılamak için olduğunu unutanlar, ona hâşâ tapanlar, kalplerindeki hissiyatı zift katrana çevirdiklerini görebilir mi?