Hilal ve Haç Kavgası

Halil Hâlid

Hilal ve Haç Kavgası Quotes

You can find Hilal ve Haç Kavgası quotes, Hilal ve Haç Kavgası book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
A medeniyeti" sözünün "Doğu vahşeti" deyiminin tersi olarak kullanmak pek çok batılı yazarlarca alışkanlık haline getirilmiştir. Başka bir deyimle; Avrupa'nın şu baskı ve üs- tünlük döneminde Hristiyan topluluklarından birine mensup olmayan bir halk galiba medeni sayılmak istenmemektedir. Şu "medeniyet" sözünün gerçek manasının ne olduğunu
Mânevî medeniyet yönünden de müslümanlardan üstün olduklarını iddia eden batılı yazarların, islâmdaki çok kadınla evlenmenin ahlâka aykırı olduğunu ortaya sürmeleri, âdeta bir cürettir. Tek kadınla evlenmenin yürürlükte olduğu yerlerde zinaya yönelme, çok kadınla evlenmenin meşrû olduğu ülkelerden çoktur. Bu gerçeği teslim etmemek, ya insan tabiatının heveslerini bilmemek gibi bir cehalet eseridir veya bilip de bilmemezlikten gelmek gibi kınanacak bir iki yüzlülüktür.
Reklam
"Esirlere merhametin ve esir ticaretine karşı çıkmanın bir moda haline geldiği zamanlardan önce, kilise mensupları elde esir tutmayı Hıristiyanlığın yayılmasına elverişli bir vasıta olarak görürlerdi. Hatta bundan dolayıdır ki, ünlü Filozof Montesquieu "kanaatimce, bir dine inanan kimseler için, dinin yayılmasını kolaylaştırmak amacıyla o dine inanmayanları esir etmek bir haktır." Demiştir.
Sayfa 207
Ruhbanlığın nüfuzunu sürdürmesi için en çok kulland bir saha daha vardır ki, o da siyaset alanıdır. Hristiyan ülk lerinin iç politikalarına ruhban tarafından yapılan fiili iştir ten bahsetmek istemeyiz, yalnız devletlerin dış politikala Islam milletlerine ilişkin kısmında papazların ne kadar istek nüfuz sağlamaya çalıştıklarını belirtmek isteriz.
İslamiyet'i müspet ilme karşı zannederek tenkit etmiş olan bir filozof bu hususta, "Ne zaman bir mescide girdimse gönlümde bir manevi te sir oluştu, Müslüman olmadığıma üzüldüm." diyor (Ernest Renan L'islamisme et la Science, s. 19). Doğu'da Hristiyan misyonerli- ginin çıkarlarını benimsetmeye çalışmış bir İngiliz yazar da hislerini şöyle dile getirir: "Mescide giden bir kimse için cemaa fin halindeki samimiyete, kendinden geçişe, dindarane vakarın etki sine hayran kalmamak mümkün değildir." (Robert Needham Cust Evangelization of the Non-Christian World, s. 264).
Batılı ülkelerin halkından büyük bir kis- minin, böyle bir medenileştirme vazifesinin Avrupalılar tara- findan yerine getirilmesine, Doğulunun şiddetle ihtiyacı bu- lunduğuna kuvvetle inanmalarıdır. Bu itibarla, onlara göre böyle bir medenileştirme vazifesi sadece bir insanlık hizme- tidir. Eski zamanlarda doğu milletlerinin daha medeni bir ha- yata ve batı milletlerinden daha yüksek insanlık duygularına sahip olduklarını, Doğu'nun medeniyetin beşiği olduğunu ve ilerleme nurlarının Doğu'dan geldiğini, Batı halkının çok az bir kısmı düşünebilmektedir. Bir de "alem-i medeniyet" yani "medeni dünya" deyiminin ancak Hıristiyanlık dünyası hak- kında kullanılabileceğine ve Doğu dünyasının, yarı medeni olduğuna veya büsbütün barbarlık halinde bulunduğuna dair Batılıların çoğunluğu arasında bir kanaat vardır.
Reklam
83 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.