Eriştikleri bir duygudan sınara artık ima etme kibarlığını da terk edip her şeyi açıktan açığa dökmeye başlarlar, eteklerinde taş kalmayana dek bu böyle sürer gider. Sonra da hafiflemiş hallleriyle arkalarını dönüp uzaklaşırlar.
Galiba kaybolduğun zaman daha çok var oluyorsun kadınlar için. Ya da sustuğun zaman, film adamları gibi, eğer konuşmadan yaşamayı başarabilirsen, o dem işin tamam... Boşluğa yönelen dalgın bakışlar ve usulca çatılan sıkılgan beden: Resme atılan mat vernik...
"Bu anı bir daha yaşasa böyle davranmayacağını bilir. Ama zaten insan türünde böylesi özel ve belirli anlar, yalnız bir defa yaşanır, sonra yıllarca anlatılır."
Ona göre kalabalığın sorunu biraz kalabalık olmasıdır, her meseleye kalabalık yaklaşması... İnsan tek başına düşünebilir ya da düşünmeyebilir, canı nasıl isterse... Tek başına olunca sıkıcı bir konferansa gitmeye mecbur olmaz, tek başına olunca ihtiyarlara iyi davranmak yaşamsal bir zorunluluk olmaktan çıkar. Yine de bazen kalabalık olmak iyidir, diye düşünür. Ergen oyunlara heves etmedikçe, sığır gibi davranmakta ısrarlı olmadıkça ve de ensanlar gibi topluca ölmeye kalkışmadıkça kalabalık olmak gene de iyidir.
İşe gitmek ağır bir travma, başlı başına kişisel felaket sayılır. Yataktan güç bela kalkar ve banyoya sürünerek ulaşır yığınlar, yüzlerine vuran soğukla ancak uyanırlar.