-Eğer inancı en büyük günah olarak görüyor ve ondan sakınıyorsan şu anda içinde bulunduğumuza benzer, gerçeküstü bir durumla gerçeği birbirinden nasıl ayırabiliyorsun? Sonuçta insan aklının bilinmeyene karşı kendini koruyabilmesi için bir şeylere tutunması gerekmez mi?
-İnsan aklının açık bir bilinçten başka hiçbir yardımcıya gereksinimi yoktur. İçinde bulunduğumuz durum ne kadar gerçeküstü gözükse de bunun gerçekliğini ve yaşandığını anlamam için duvara çarptığım elimin sızlamasından başka bir şeye ihtiyaç duymam.
İşte insan belki de böyle bir mahlûk sevgilim. Güzel olanı, latif olanı, asıl ehemmiyetliyi içindeyken, elindeyken fark etmekten aciz. Eksik ve de habis.
Tıpkı senin gibi...