350 sayfanın ilk 250 sayfası muhteşemdi. Susamış birinin bir bardak suya duyduğu ihtiyaç gibi kana kana içtim tüm sayfaları. Fakat kitap çözüm aşamasına gelince bir hayli üzüldüm çünkü bu kadar zekice ve kusursuz bir şekilde yazılmış bir kitabın finali böyle olmamalıydı. Bıçaklanma olayı, gizli bir oda ( endişelenmeyin, spoiler değil)'da geçen bölümler ve sonrasındaki gelişmeler hiç inandırıcı gelmedi bana. Kaba tabirle yazacak olursam saçmaydı. Nasıl desem, herkes şüpheli, herkesin elinde bir bıçak var ve bu bıçağı kullanan tek kişi var. Ama o kişi açıklanınca ŞOK OLDUM! Bu şok iyi anlamda değil ama. Gerçek hayatta olsa veya bir filmde geçse güler geçeriz veya Türk yazardan biri yazsa eminim yazdığı kitabın altına pimi çekilmiş bir bomba bırakır, patlamasını bekler, çirkin cümlelerle onu lime lime ederdik. O kadar absürttü yani.
Olmadı. Üzgünüm. Sinek küçüktür ama mide bulandırır derler ya, bu kitapta böyleydi. Tertemiz bir sütün içine sinek düşmüştü. Gel de iç şimdi bu sütü