Hocaefendi'nin Sandukası

Emre Kongar

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
166 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Okul yıllarımda en sevmediğim dersti tarih... Ne kadar önemli olduğunu anlamak ve okumaya başlamak için 30'lu yaşları beklemem gerekiyormuş ama. Tarih okumaya başladığımda daha da eskilere Homeros'a kadar gitmem gerektiğini gördüm. Oradan felsefeye, oradan mitolojiye derken iş sarpa sardı. O kadar çok şey vardı ki okunacak sıraya sokmak bile aylar sürebilirdi. Biraz oradan biraz buradan derken ilerleme başladı. Başladı ama dünya tarihinde değişen bir şey olmadığını görmek çok ilginçti. Hep derler tarih tekerrür eder diye de okuyunca anlıyor insan, bu derece mi ders çıkartmaz insanoğlu diye. Çıkarmıyor işte. Ne alakası var derseniz, hep entrika, hep cinayet, hep hırs, kıyıda köşede aşk, kullanılan ve atılan insanlar, herkesten saklanan gerçekler, göz boyamalar. Emre Kongar, bir sosyolog olarak bu konuyu güzelce deşmiş. Sultan Mehmet zamanındaki bir gizli oluşumun peşine düştüğü sandukanın macerası bu roman. Sandukayı ele geçirmeye çalışırken kaçırılan gerçeklerin kitabı. Kuvvetli bir metafor sanduka. Bir bilinmez, içinde ne var, belge, zehir, vs derken kopup giden gerçekler olduğunu görmek ironik. Kanımca tek sıkıntısı var kitabın o da dil. Her ne kadar Türkçe yazılmaya çalışılmış ise de eski Türkçe kelimeler hayli fazla kitapta. Molla Hayrettin ile Ebu Cafer'in Gazali özelinde materyalizm tartışması bu sebeple zor anlaşılır ama kısacık bir bölüm. Beklenmeyen ve keyifli bir Emre Kongar romanı diyebilirim rahatlıkla. Sn. Kongar'ın giriş kısmındaki açıklamalarından sonra "Beyaz Kale"yi aldım (kısa ama Orhan Pamuk diyeyim). Sonraki adım ise "Gülün Adı". İyi okumalar.
Hocaefendi'nin Sandukası
Hocaefendi'nin SandukasıEmre Kongar · Remzi Kitabevi · 2012188 okunma
Reklam
166 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Emre hoca bir gün sevdiği bir arkadaşının dükkanına gider (bu arkadaşı kitapçıdır) ve orada genç yazar orhan pamuk ve ünün başındaki umberto eko'yla karşılaşır. sonra adamın biri oraya bir tomar kağıt bırakır. herkes kendi payına düşeni alır. ve pamuk'un en ünlü eseri yorgancı'nın evladı ve eco'nun, adso'nun el yazmalarını (sonradan dev bir esere dönüşüp gülün adı olacak) bulduğu yıl olan 1968'de gerçekleşir tüm bu olanlar. fazla uzatmadan elimizdeki kitabın da yine aynı dükkana gelen bir tomar kağıdın derlemesi (ve osmanlıcadan çevirisi) olduğunu söylemekte fayda var. d'Abussion de Calevala'nın osmanlıdaki casusluk yılları, mükemmel bir sosyal çalışmacı olan Emre Kongar'ın kalemiyle...
Hocaefendi'nin Sandukası
Hocaefendi'nin SandukasıEmre Kongar · Remzi Kitabevi · 2012188 okunma
166 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Günümüz gerçeklerine tarihten bir dönemin anlatımıyla ışık tutan bir roman Hocaefendi'nin Sandukası. Kitabın yazılış hikayesi etkileyici. Farklı bir üslup, farklı bir konu... Tarih eski gibi gözüküyor ama bugünü de çok güzel anlatıyor. En güzel yanı ise Osmanlı'nın bir bölümüne ışık tutması. Kitabın başında Kongar'ın da dediği gibi bölüm sıralamanızı değiştirip kendinize göre bir tane daha macera oluşturabiliyorsunuz. Kitabın içinde kendi kendiyle çelişen yerleri de var. Bittiğinde sizin de aklınızda "Bunlar hayal ürünü mü yoksa gerçek miydi?" diye bir düşünce oluşursa eğer ilk sayfasını tekrar okuyun. :) Keyifli okumalar :)
Hocaefendi'nin Sandukası
Hocaefendi'nin SandukasıEmre Kongar · Remzi Kitabevi · 2012188 okunma
Reklam
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.