Kitabın adı, aslında zaten en kısa özeti mahiyetinde olmuş: Hocalık hakikatten sanatmış. Kuşkusuz, kılavuzsuz icrâ edilemeyecek bir sanattır hocalık sanatı. Bu, bir oturuşta bitirmelik küçük risale, bilhassa öğretmenlik mesleğini icrâ edenler için önemli bir kılavuz niteliğinde olacaktır diye düşünüyorum.
İdeal öğretmenin profili çok naif bir dille anlatılmış, düzenli bir usûle dayalı ders oluşturmanın önemine değinilmiş ve öğretmenler için motivasyon oluşturucu nasihatler bir araya derlenmiş. Bir ara meslek değiştirip öğretmen mi olsam acaba bile dedirtti bazı paragraflar. Öyle etkilendim.
Öğretmenlik, gerçekten kıymetli bir meslek. Her şeyden önce peygamberlerin (Allah'ın selamı ve rahmeti hepsinin üzerine olsun) ilkçil mesleği olmakla birlikte, insana yüklenmiş olan ilim öğrenme ve öğretme görevinin yerine getirilebileceği çok mühim bir meslek dalı.
Kitabı okurken gözümün önünde sürekli zamane gençliği canlandı. Umudu yitirmemekle birlikte "Bu gidişatı nasıl önleyebiliriz? Kitaptaki önerilerin işlemediği gençlere nasıl ulaşabiliriz?" sorularını da sormadan edemedim maalesef. Bu sebeple, başedilmesi zor bir mizaca sahip gençlere dair daha detaylı bilgilere yer verilmesini arzulardım.
Günümüz dünyasına baktığımızda, sosyal medyanın ve "gençlik" dizilerinin olumsuz etkisi altında olan çocuklara, bir dizi sahnesinin içerisinde yaşıyormuşcasına tutumlar sergileyen gençler için şüphesiz kitapta bahsedilen türde yürekli öğretmenlere çok ihtiyacımız var. Allah sayılarını artırsın!
İstifadeli okumalar dilerim!..
Viyana, 12 Kasım 2024