Ozanlar Ozanı

Homeros

Alexandre Farnoux

Homeros Sözleri ve Alıntıları

Homeros sözleri ve alıntılarını, Homeros kitap alıntılarını, Homeros en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanı ve insan duygularını söylemektir Homeros şiirlerinin asıl amacı, İlyada'nın ilk dizesi de bunu gösterir: "Söyle, tanrıça, Peleusoğlu Akhilleus'un öfkesini, söyle"; kaldı ki Odysseia bir adamın serüvenlerini anlatır, hani: "ne çok acı çekmişti denizlerde yüreği, / kurtarayım derken kendi canını, / yoldaşlarına dönüş yolunu açayım derken". Kahramanlar dizelerde yanlışsızca ifade edilen farklı farklı duygular sergilerler: Hektor'la Andromakhe'nin sadık aşkı , Paris'in Helena'ya karşı duyduğu çılgınca arzu, Akhilleus'un Agamemnon'a yaman kini, Aias'ın inadı, Nestor'un soğukkanlılığı vb.
Sayfa 26 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kimine göre, Homeros sözleri bir yazıcı tarafından kopya edilen, sözlü geleneğin en son ozanlarından biridir, yapıtları nitelikleri sayesinde unutulmamışlardır; kimine göre, Homeros Grimm, Perrault ve kendisinden sonra gelen başkaları gibi yitmekte olan sözlü gelenekleri bir araya getirip düzenleyen, yetenekli ve kültürlü biridir; kimine göreyse, sonunun umutsuz olduğunu gördüğü bir yazın türünün dahi kalıtçısı ozan, yitik yiğitlerin anısını ve kendi kompozisyonunu unutulmaktan kurtaracak tek çare olarak imlerle anlatma sistemini yaratmıştır. Homeros'un ya da bir başkasının adına kefil olan, basit bir yazıcının ya da sıradışı bir aydının yazdırdığı ya da yeniden düzenlediği İlyada ve Odysseia metinleri bütünüyle yok olmuş, sessizliğe gömülmüş bir geleneğin mucizevi kalıntısıdır o halde. Yazı da bu şiirin yapısını değiştirmiştir: Gelip geçici, doğaçlamaya dayalı ve değişken halden çıkıp sabit, ezberden okunan, kalıcı bir hale bürünmüştür. Böylece yazın doğmuştur, onunla birlikte de Homeros sorunu.
Sayfa 77 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yunanistan'da Homeros'un yapıtı bir insanın tüm yaşamını etkileyebilir: "Daha ilk gençlik yıllarından başlayarak, öğrenimine yeni başlayan çocuğun saf zihninin beslenme kaynağı Homeros'tur; kimi zaman da daha kundakta onun dizelerinin sütüyle beslenir ruhlarımız. Yaşantımızın başlarında ve insanın yavaş yavaş olgunlaştığı yıllar boyunca hemen yanı başımızdadır o; olgunluk çağımızda güneş gibi ışıldar; yaşlılığımıza dek bir kez olsun bıkmayız ondan: Onu bıraktığımız anda özlemeye başlarız yeniden; şöyle de denebilir, onunla ilişkimiz ancak yaşamla birlikte sona erer" (Homeros Alegorileri, 1, 5-7). Okulda, çocuklar Homeros'u ezberler, şiirlerinden yazı sınavına girerler, "Homeros'la ilgili sorulara yanıt vermek zorunda kalırlar. . . . Platon'a göre, Homeros Yunanistan'ın eğitmenidir. Yetişkinler içinse, Homeros'un bilinmesi kibarlar âlemi toplantılarında oyunlar oynanmasını sağlar, davetlilerin önceden kararlaştırdıkları bir harften yoksun dizelerin ezberden okunması gibi. Bu yazın kültürü iyi eğitimin güvencesi gibi görülür, tıpkı Ksenophon'un alıntıladığı Nikeratos adlı Yunan'ın da söylediği gibi: "Babam iyi bir adam olmam için didinirken, Homeros'un tüm dizelerini öğretti bana, bugün bile İlyada'yla Odysseia'yı tümüyle ezberden okuyabilirim."
Sayfa 80 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Dikkatli bir okurun gözünde, Homeros dünyasının öne çıkan özelliği şu halde tarihe aykırılıktır: İÖ XVI. yüzyıldan VIII. yüzyıla dek birçok dönemi birbirine karıştıran dünyadır o. Dolayısıyla, İlyada'yla Odysseia Balzac'ın XIX. yüzyıl başındaki Fransa'yı anlattığı İnsanlık Güldürüsü gibi belirli bir zamanın tanıklığı olamaz. Tarihe aykırılık şiirlerin inandırıcılığını azaltır, Homeros yapıtının derin yapısının incelenmesini gerektirir ve ozanın varlığını belirsiz kılar. Homeros sorunu ele alınacaksa, Strabon'un dediği gibi, "kazma kürek yetmez."
Sayfa 64 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Destanların dili Yunanların, Troya'daki donanmalarını korumak için yaptıkları duvarı ya da Polyphemos'un mağarasını gerçekçi biçimde betimlerken görüldüğü üzere, sözcük ve deyiş açısından çok zengindir. Odysseia'da Homeros gemi mimarisine özgü sözcük dağarını ne kadar iyi bildiğini gösterir Odysseus'un nympha Kalypso'yu terk etmesini sağlayacak salı nasıl yaptığını anlatmak için o sözcük dağarından yararlanır. Bu gerçekçilik yiğitlerin dünyasını insanlarınkine yakınlaştırmasının yanı sıra, nesneleri çoğunlukla kendi öyküleri olan (Odysseus'un tolgasını ona Meriones vermiştir, Meriones de babasından almıştır tolgayı) apayrı kahramanlara dönüştürür. Hatta nesneler oynanan oyunda da belirleyici bir rol üstlenirler: Odysseia'nın sonunda, Penolope'yle Odysseus'un köklü bir zeytin ağacından yontulmuş yatağı karıyla kocanın birbirini tanımasını sağlayan en son göstergedir, bir tek onlar bilir yatağın öyle yapıldığını.
Sayfa 28 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Homeros'un yapıtının da bize sezdirdiği gibi, sözlü destan bir olaydan ya da bir dönemden daha çok paylaşılan, canlı bir belleğin tanıklığıdır. Yüzyıllar boyunca güncelleşip zenginleşen anlatılar bugün saptanması olanaksız olan bir olayın çevresinde biçimlenmiş ve düzenlenmiştir. Öyleyse, o dizelerde anlatılan dünyayı Yunanistan tarihinde belirli, tek bir döneme yerleştirmeye çalışmanın boş bir çaba olacağı anlaşılacaktır. Şiirlerin tarihsel açıdan özelliği, dönemlerin birbirine karıştırılması ya da çok-zamanlılıktır, kökende varsayıma dayalı tarihsel bir çekirdek saptamak adına bu çok-zamanlılığı indirgemek yanlış olacaktır.
Sayfa 75 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Ölçüsü kaçtı mı, en güzel şeyler bile bıktırır insanı."
Sanatsal, dilbilimsel özellikle de çok üst düzey bir sözdizimsel kültüre bağlı Homeros şiirleri yine de görece basit bir insan imgesi sunar; aynı zamanda, genel anlamda betimledikleri yaşama göre de basittirler. Onlarda önemli olan, insanın bedensel varlığı ve yaşamdan aldığı zevktir, şiirler bu zevki anlatmaya çalışır. Yiğitleri gündelik yaşamlarında gözümüzde canlandırabilelim ve toplumsal alışkanlıklara, bir manzaraya, gündelik gereksinimlere kök salan varlıklarından tat alabilelim diye, savaşlarla tutkuların arasında, serüvenlerle tehlikelerin arasında, av ve şölen sahneleri, saraylarla yıkıntılar, yarışmalarla yıkanan çamaşırlar anlatılır. [...] Homeros çok kez yalancılıkla suçlanmıştır; ama bu eleştiri aslında Homeros şiirlerinin etkisini hiç azaltmaz; anlatılarını tarihsel bir gerçeklik üstüne temellendirmeye gereksinimi yoktur, onun gerçekliği zaten yeterince güçlüdür [...]. Kendi kendine yeten ve sanki büyüyle içine sürüklendiğimiz bu "gerçek" dünya kendisinden başka bir şey içermez; Homeros şiirleri hiçbir şey gizlemez, ne eğitmeye çalışır, ne gizli bir anlam taşır. [...]
Sayfa 11 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Homeros'un zamanına döndük gene. Kent sakinleri depolar kuruyor, etini yemek için küçükbaş hayvan yetiştiriyor, besinlerini korumak için kap bulmaya çalışıyorlar. Homeros örneğin Odysseia'da bir evi betimlerken, hemen hemen her zaman "hazırda tutulan" yiyeceklerden söz eder. Ama Homeros'un kralları çobandır. Sürüleri vardır onların. Bizim gibi kıtlığa ve düzensizliğe hazırlıksız yakalanmazlar. [...] Okur da neye daha çok hayran kalacağına şaşırır, kendisinden iki bin dokuz yüz yıl sonra hâlâ yoksunluklarımızla birlikte olduğumuz şeyi betimleyen ozanın zekâsına mı, yoksa onca buluştan sonra gene en başlardaki yıkımı yaşayan insanların gerizekâlılığına mı hayran olmalı? Georges Duhamel, Homère au XXe siècle, Union latine d'èditions, 1947
Sayfa 119 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yunanlar Homeros yapıtını Herodotos'un altını çizdiği üzere, tanrılarının mitolojisini ve tanrıbilimini yansıtan "kutsal kitaplar" olarak görmekle kalmaz, yaşamın tüm koşullarına uyan bir özdeyişler ve atasözleri derlemesi gibi bakarlar ona; hatta bir bilicilik tarzı yaratılır -Homeros falı-, kurayla çekilen bazı Homeros dizelerinin yan yana getirildiklerinde gelecekte olacakları haber verdiğine inanılır. İlyada da, Odysseia da, beslenmeye, giyim kuşama, alışkanlıklara ve göreneklere ilişkin birçok betimleme sayesinde, "yiğitlere öykünülmesi"ni sağlar: Athenaios gerçek bir Homeros tarzı yaşama kılavuzu oluşturan Homeros'a Göre Yiğitlerin Yaşamı adlı bir kitaptan geniş parçaların bize ulaşmasını sağlamıştır; Nikeratos'tan Büyük İskender'e pek çok Yunan'ın yiğitlere öykündüğü bilinmektedir.
Sayfa 81 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu