Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Klasik Eserler Doğu'nun Algılanmasını Nasıl Biçimlendirdi?

Homeros'un Türkleri

Jerry Toner

Homeros'un Türkleri Sözleri ve Alıntıları

Homeros'un Türkleri sözleri ve alıntılarını, Homeros'un Türkleri kitap alıntılarını, Homeros'un Türkleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadın bir gezgin olan Leydi Mary Wortley Montagu, Viyana'dan İstanbul'a çıktığı bir yolculuk için Papa Alexander 'a şunları yazmış ; "Size bu ülkedeki antikide kalıntılarından bahsetmemi beklerdiniz ama Eski Yunanlılar' dan geriye çok az şey kalmış. Herkesin Truva kapısı dediği bir kemer kalıntısının yanından geçtik ama bence bu bir zafer kemerinin kalıntısıydı (ama bir yazı göremedim) Truva 'ya yaptığı bir yolculukla kadim kalıntıların neden bu kadar kötü durumda olduğunu keşfetti. Burada iyi mermerden yapılmış çok sayıda mezar ve büyük granit parçaları var ama Türkler bunlardan topları için gülle yaptıklarından sayıları giderek azalıyor. " Osmanlı İmparatorluğu'nun bu güzel tarihi eserleri takdir edecek beğeniden yoksun olduğu hatta Yunanlılar 'ı da bozarak (kendilerine benzeterek) bu hale getirdiği belirtir.
Sayfa 107Kitabı okudu
Klasik düşüncede olduğu gibi canavarlık hep bir yer ile ilişkilendiriliyordu, bu yüzden Araplar coğrafyalarının bir ürünü olarak görüldü. Aşırı sıcak onları kaba ve şiddetli yapıyordu.
Reklam
Müslümanların Venüs'e tapındığı da sık sık iddia edildi. Bütün bu şehvet düşkünü çağrışımlar tarihsel olarak Doğu 'nun serbest cinsel ahlakın yaygın olduğu bir yer olarak görülmesine dayanı­ yordu, sıcak iklimin insanlarda belirli cinsel eğilimleri yaratmasının ka­çınılmaz olduğu düşünülüyordu. Ortaçağda birçok söylenti Muhammed 'i eşcinsellik, fuhuş ve zinayla ilişkilendiriyordu. Bu şekilde İsa'nın ahlaki değerlerinin karşıtını oluşturmak için Doğu'yla ilişkili olduğu düşünülen şehvet, Muhammed'in kişiliğinde yoğunlaştınlıyordu. Peygamberin yaşa­ mının gerçekleri olduğu varsayılan söylentilerin "İslam vahiy iddiasını temelden çürüttüğü düşünülüyordu." Özel ahlak anlayışı İsa'nınkınin tam tersiyken nasıl onun ardılı olabilirdi?
"İskender, Sezar ve Muhammed arasındaki fark aslında bir kuş tüyü ile kaz tüyü arasındaki fark kadardır "
Mario Filelfo'nun 1470 tarihli epik eseri Am­yris, Türk Sultanı Il. Mehmet konusunda dört bin dize içeriyordu. Filelfo konunun Hanibal'ın, Pirrhus'un, Kiros'un ve Makedonyalı Filip'in eylem­leri kadar değerli olduğunu söyleyerek bu söz bolluğunu antik örneklere bağlıyordu. Sultan'ın hiç de barbar olmadığını söyleyerek onu övüyordu. Ve Mehmet'in Truvalı atalarına büyük vurgu yaparak Türklerin Yunanh­ Iara boyun eğdir m esini adaletin yerine gelmesi olarak yorumluyordu: Tru­ va'nın Yunanlılann saldırısıyla son kez fethinin inlikamı nihayet alınmıştı.
Augustus Sezar' ın Herod için söylediği gibi, Yüce Türk' ün köpeği olmak oğlu olmaktan iyidir .
Reklam
Diyonisos ile Eros'un hakimiyeti altındadırlar: Cinselliğin her çeşidine düşkündürler, bedenleri sünnet edilmiş olsa bile tutkuları edilmemiştir. As­ lında İsmailciler Afrodit'in kötülüklerinin köleleridir -üç kez köledirler.
İnebahtı Savaşı'ndan sonra belirgin bir şekilde Hristiyan Avrupa'nın lehine dönmeye başladı Türkler o kadar zayıflamıştı ki imparatorluklarını yitirmeyi hak etmişlerdi. Çünkü artık klasik kalıntıları başka yere taşıyorlardı. Türkler taşları ve sütunları büyük Bassas' ın binalarını süslemek için Konstantinopolis'e taşıdıkları için ören yerleri yok oluyordu. Türkler doğaları gereği böyle büyük bir mirasa layık olmayan kişiler olarak gösteriliyordu. Türklerin klasik miraslarına özen göstermemesi onların uygar olmamasının bir göstergesiydi. Onların en güzel özel binaları bizim en rezil binalarımızdan bile kötüdür. Türkler evlerine hiç önem vermezler Çünkü mülk miras yoluyla geçmez. Konstantinopolis yangınlardan, depremlerden ve şehri feci şekilde saran vebadan zarar gören bir yer halini almıştır ve sorunlar Müslümanların boş inançları ve bir trianın asası tarafından artırılmaktadır. Sonra da şöyle sorar : Ah yeni Roma, senin kazanımlarının ve zevklerinin eşi benzeri yok! (George Sandys)
Konstantinopolis kuşatmasına tanık olanların ilk anlatılanndan biri olan Floransalı Tüccar Jacopo Tedaldi'nin yazdıkları, II. Mehmet'in şu tanımlaması ile son bulur: Hıristiyan kanı dökmek konusunda "Nero' dan bile daha rezildir . " Ve Yüce Türk "cüretkar ve hırslıdır ve tüm dünyayı fethetmeyi iskender ve Sezar' dan bile daha çok arzulamıştır.
Ortaçağ sanatında köpek, çoğunlukla Yahudiler ile İsa gerçeğini bilerek reddeden sapkın Hristiyanları temsil ederdi,bu nedenle Müslümanları da bu grupla ilişkilendirmek doğal görünüyordu.
Reklam
Ortaçağ sanatında köpek, çoğunlukla Yahudiler ile İsa gerçeğini bilerek reddeden sapkın Hıristiyanları temsil ederdi, bu nedenle Müslümanları da bu grupla ilişkilendirmek doğal görünüyordu.
Robert Schwoebel "Türklerin kimliklerini belirlemek ve onlara tarihte bir yer oluşturmak için" Truva efsanesine başvurulduğu­ nu iddia etti.9 Türkler Truva savaşiarına katılan her iki tarafın da soyundan geldiği için hem Avrupa'da hem de Asya'da hakimiyetleri meşrulaştırıla­ rak Türk gücü etkili bir şekilde
On the Origin o f the Turks (Türklerin Kökeni Üzerine) adlı yapıtında Türk­ler ile antik çağın barbarları arasında bir paralellik oluşturarak aralarında yakınlıklar keşfetmeye çalıştı.8 Bazıları Türklerin antik Yunanlıların kuze­yinde yaşayan barbarlar olan İskitlerden geldiğini düşündü. Ama Türklerin nereden geldiklerini ve nasıl bu kadar başarılı olduklarını açıklamanın en yaygın yolu onların atalarının izini Truvalılara kadar sürmekti.
İngiliz Sömürgesi Nasıl Olunur?
1892 ile 1914 yılları arasında Hindistan devlet görevlilerinin yüzde 49'u Oxford'dan, yüzde 30'u da Cambridge'den mezundu. Cambridge'den mezun olanların çoğunluğu matematik, Oxford'dan mezun olanların çoğunluğu ise klasik eğitimi almıştı. Devlet görevlerine giriş sınavları kuramsal olarak Britanya İmparatorluğunda herkese açık olmasına rağmen genç yaşta Latince ve Yunanca bilgisine yapılan vurgu Hinlilerin başarılı olmasını engelliyordu. 1904-1913 yılları arasında 501 Avrupalıya karşın sadece 27 Hintli bu sınavı kazandı. Phiroz Vasunia'nın dediği gibi İngilizler imparatorluklarını "ırkçı bir uygarlık kavramıyla" yönetiyorlardı ve İngiliz devlet görevlileri Latince ve Yunanca bilen centilmenler olarak düşünülüyordu. Sömürge yöneticilerinin Yunanca şiir yazını gibi herkesçe bilinmeyen bir sanat kolunda son derece başarılı olmalarının istenmesi, İngilizlerin kendilerini klasik geleneklerin hem mirasçısı hem de onları aşanlar olarak gördükleri gerçeğini yansıtıyordu.
Güçlü kuvvetli Türkler yenilmeden önce Yunanlılara ancak bir süre karşı koyabilen Truvalılarla nasıl karşılaştırılabilirdi?
Sayfa 14
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.