Oyunun Toplumsal İşlevi Üzerine Bir İnceleme

Homo Ludens

Johan Huizinga

En Beğenilen Homo Ludens Gönderileri

En Beğenilen Homo Ludens kitaplarını, en beğenilen Homo Ludens sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Homo Ludens yazarlarını, en beğenilen Homo Ludens yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sadece Tanrı en yüksek ciddiyete layıktır, ama insan , Tanrı’nın eğlencesi olarak yaratılmıştır ve bu onun en iyi kısmıdır.
Yüzyıllık oyun-ciddiyet dönüşümünün karşısında başı dönen kimse, mantığın ona sağlamayı reddettiği destek noktasını etikte bulur. Başlangıçta da dediğimiz gibi, oyun kendi içinde ahlâki ölçüler alanının dışında yer almaktadır. Bizatihi ne iyidir ne de kötü. Fakat insan, iradesinin kendisini yönelttiği bir eylemin ciddi mi, yoksa oyun mu olduğuna karar vermek zorunda kaldığında, ahlâki bilinci ona hemen mihenk taşım sunar. Eylem kararıyla birlikte, doğruluk ve adalet, acıma ve affetme duyguları işe karıştığında sorunun bir anlamı kalmamaktadır. Minicik bir acıma duygusu, eylemlerimizi entelektüel ayrımların üzerine çıkartmaya yeter. Adalet ve merhametin tanınmasına dayandırılmış her ahlâki bilinçte, o zamana dek çözümsüz kalmış oyun-ciddiyet ikilemi ebediyen gündemden düşer.
Reklam
İnsan oyunun sihirli çemberinden ancak gözlerini yüce varlığa doğru yönelterek kurtulabilir. Şeylerin mantıksal kavranışıyla pek uzağa gidemez. İnsan düşüncesi zihnin bütün hazinelerine egemen olduğunda ve yeteneklerinin tüm görkemini hissettiğinde bile, bütün ciddi akıl yürütmelerin dibinde hâlâ problemli bir tortu kalır. Kesin bir yargının ilam, kişisel bilinç tarafından tamamen ikna edici olarak kabul edilmez. Yargının sendelediği bu noktada mutlak ciddiyet duygusu yok olur. Belki de bu durumda, bin yıllık her şey boşuna sözünün yerine, her şey oyun sözü kendini dayatır ve bu yeni sözün vurgusu daha olumlu olur.
Çağdaş devletlerin iç siyasetleri yeterli miktarda oyunsal faktör göstergesi içerse de, uluslararası siyasetlerinde ilk bakışta oyun alanını düşündürtecek hiçbir unsur yoktur. Ancak, devletler arasındaki siyasal hayatm inanılmaz boyutlara yükselen aşırı şiddet ve tehlike tarafından yozlaştınlması, oyun kavramının bu alandan elenmesi konusunda yeterli bir neden değildir. Oyunun gaddar ve kanlı olabileceğini ve çoğu zaman hile de içerdiğini yeteri kadar gördük. Her hukuksal veya siyasal topluluk, doğası gereği kendini bir oyun topluluğuyla ortak kılan özellikler taşır.
Oyun çemberinde sıradan hayatın kanunları ve gelenekleri artık geçmez.
İngiliz parlamenter hayatı içinde oyunsal unsurun kendini yalnızca geleneksel genel kurul biçimleri ve tartışmalar içinde değil de, aynı zamanda tüm seçim sistemine ortak olarak ifade ettiğini göstermeye hiç ihtiyaç yoktur. Oyunsal unsur, İngiliz parlamentosunda olduğundan daha da aşikâr bir şekilde Amerikan siyasal alışkanlıklarında görülmektedir.
Reklam
243 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.