Karışık duygular içindeyim, ne yazacağımı bilemedim. Bu metin en başından itibaren müthiş bir gerilimle başlayan ve gerilim dozunu hiç azaltmadan tam tersine sürekli yükselterek devam eden bir metin. Bilinmeyen bir Gizem’den söz etmiyoruz, bu bir cinayet romanı ve katilin kim olduğunu en başından öğreniyoruz, yani bu anlamda bir heyecan ya da gerilimden söz etmiyorum. Ancak yazar en başından itibaren öyle bir kurgulamış ki, tuğla tuğla olayları üstüste koyarak gerilimi son noktaya kadar tırmandırmış.
İnsanı son derece rahatsız eden bir metin aslında bu. 2012 yılında Amerika’da yaşanmış gerçek bir olaydan alınmış. Yani gerçekten bir dadı Amerika’da iki çocuğu öldürmüş. Ancak bu kitapta biz bu cinayetin ötesinde, ırkçılığı, mültecilerin sorunlarını, bir kadının iflah olmaz yalnızlığını, sorunlarından nasıl kurtulabileceğini hesaplaya hesaplaya içine düştüğü ve her gün biraz daha artan bunalımını okuyoruz. Planladığı çözümleri planladığı çözümleri bir süre sonra gerçekmiş gibi yaşamaya başlayan bir insan bu. Yani bence bu metin aslında bir karakter çözümlemesi.
Bence iki ilginç konu var kitapla ilgili olarak: birincisi adı. Bence ‘Hoş Nağme’ adı, bu kitaba uymamış. Herhangi bir ilişki kuramadım ismi ile kurgu arasında. İkincisi ise ilginç bir şekilde bu metinde bizim dadımız beyaz, ancak hizmet ettiği, çocuklarına baktığı kadın Fas’lı bir mülteci, yani ilginç bir rol değişimi var.
Ben adeta soluksuz okudum ve beğendim kitabı.