Yazar ile sohbet ediyormuş hissini uyandırmakta çok başarılı olacağı öngörülmüş ki kitabın adını 'Hoşbeş' koymuşlar :) Benim üzerimdeki etkisi; süre sınırlaması olmayan bir öğle yemeğine çıkmışız ve Berger anlatıyor, ben keyifle dinliyorum :)
Seçtiği kelimelerin birbiriyle hoşbeşini dinlerken neden yazdığını düşünüyor ve ''seneler boyunca beni yazmaya iten şey, yazılması gereken bir şeyler olduğunu ve hiç anlatılmadan kalacağını hissetmemdi. Kendimi ağırlığı olan profesyonel bir yazardan ziyade, boşlukları kaplayan biri gibi görüyorum'' diyerek açıklıyor bizlere. Bu cümleleriyle 80 yıl kesintisiz okumuş, dünyanın ağrısını içinden hissetmiş, insanları dinlemiş, izlemiş, çizmiş bir sanat eleştirmeni olarak ele aldığı konularda bile olabildiğince esnek bir zihni olduğunu gösteriyor.
Kendimi onun davet ettiği ''gizli yetimler ittifakı''nın bir parçası gibi hissediyorum ve yazdıkları eminim benim gibi pek çok insana direnme gücü ve umut verecektir.