Hoşgörü Üstüne Bir Mektup

John Locke

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
83 syf.
·
Puan vermedi
Hoşgörü, dünya üzerinde yaşayan tüm toplumlar olarak kavgasız, gürültüsüz yaşayabilmemizin en temel şartıdır. Bunun için aynı dilden, aynı dinden, aynı ırktan, aynı cinsten olmamız da gerekmez. Hatta bunlar aynı olmadığı zaman hoşgörüye daha muhtaç bir hale geldiğimiz de yeryüzünde denk geldiğimiz olaylar sebebiyle su götürmez bir
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
Reklam
83 syf.
9/10 puan verdi
Liberalizmin kurucusu sayılan Locke'un bu eseri, insanlar arasındaki huzurun tesisine dair vicdani bir rehberliğin başlangıcı sayılabilir. Hoşgörünün özellikle İslam içerisinde de yüceltildiğini biliyoruz. Ancak çağdaş dünyada artık hoşgörü kavramı pejoratif bir anlama sahiptir. Hoşgörü artık "aşağı" bir değer olduğu için rehberliğin ilk adımıdır. Çünkü hoşgörüde hoş görülen bir (karşı) taraf vardır. Bu da hoş görenin tamamen inisiyatifine kalmıştır. Yani istemese hoş görmeyebilir. Buradan çıkan sonuç; hoş görenin, hoş gördüğünden üstün olması, dolayısıyla da bir tür hiyerarşiye yol açmasıdır. Ortaya çıkan bu eşitsizlik ise modern/çağdaş değerlerle bağdaşmaz, ilkel olarak kabul edilebilir ancak. Günümüzde eşitliğin bile hor görüldüğü ve adaletin öne çıktığı bir noktada, eşitsizliği yücelten bu kavram, yani hoşgörü, savunulduğu takdirde artık savunanı (tarafı ya da kişiyi) yüceltmeyen, aksine küçülten bir noktaya götürür. Bu niceliksel bakımdan küçük ancak niteliksel açıdan büyük olan eser, (Günümüz Türkiye'sinde) herkesin mutlaka göz atması gereken bir eser olmaklığını koruyor.
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
Düşünce Özgürlüğü
17. Yy' da yaşamış İngiliz bir düşünür olan John locke, Düşünce özgürlüğünü savunduğu, insan eylemlerini akla göre düzenlemek anlayışını yayan ilk düşünür olduğu için Avrupa'daki aydınlanma ve Akıl Çağı'nın gerçek kurucusu olarak kabul edilir. Shaftesbury I. Kontu olan Lord Ashley’in önce tıbbî, ardında da özel danışmanlığına getirilir. Lord Ashley krala komplo kurmak suçundan ceza alır ve daha sonra beraat eder ancak beraatının akabinde Hollanda'ya kaçar. Ardından Locke'de gider. Kiliseye karşı yazdığı "Hoşgörü Üstüne Mektup" eserini Mezhep kavgalarından dolayı takibata uğrayan insanlar adına kaleme alır. Eseri Hollanda'da latince olarak yazar. Daha sonra bir dostu tarafından İngilizce'ye çevrilir. Bu mektuplardan dördüncüsünü tamamlayamaz. Kitapta çok güzel ve yerinde analiz ve sorgulamalar mevcut. Her ne kadar 1648 westphalia barışı imzalansa ve diğer mezheplere kilise (Katolik) tarafından bazı haklar tanınsa da kilisenin aba altından sopa göstermeye devam etmesi böyle bir mektubun yazılma sebebidir. Locke, Kilisenin ve krallıkların medeniyet götürme adı altında diğer halkları nasıl ve neden kıyıma uğrattıklarını da sorgulamıştır eserinde. O dönemi bir nebze de olsa anlayabilmek için etkileyici bir eser. Kitapla kalın efenim :)
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
83 syf.
8/10 puan verdi
Kitapçı rafları arasında rastladım bu hazineye. Evrenin enerjisi bu açıdan hep benden yana sanırım, bunun için müteşekkirim doğrusu. Cümleleri çizmekten, "evet ya tam da bu" diye kendi kendime söylenme cümleleri sarfederek, yanımda kim varsa ona "dinle bak şu cümleyi" diyerek taciz ettiğim de oldu. Her kim ki bu kitabı okur ve derse ki "ne var bildiğimiz şeyler" , fena halde yanılır. Evet bugün için bildiğimiz şeyler lâkin bu kitapta dillendirilip yazıya dökülen fikirlerin zamanı 1685. Yani tamıtamına 333 yıl öncesi. Küçük ama dopdolu bir kitap okunmalı
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
Reklam
83 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Britanya Anayasacılığına damgasını vuran John Locke ve Sekülerlik ve laiklik düşüncesinin çıkış noktası 1600 lerde yazılmış bu kitap. Samimi bir hristiyan mümini olan Locke kitabinda, tabii kanun, Tanrının iradesidir der ve insan onu akılla keşfedebilecek şekilde yaratılmıştır der. Bireylerin kendilerini ve kendilerine ait olan şeylerin korunmasını garanti altına almak için sivil-siyasi yönetimi yani devleti oluştururlar der. Ve doğal durumda sahip olunan özgürlüğün bir parçasında kendi kanunu yapma hakkı vardır. Devletin varlık nedeni, bireyin canını, bedenini ve malını korumak ve dunya esenliğini sağlamak içindir. Dinin görevi ise kişinin kurtuluşunu sağlamaktır. İkisinin görevleri ayrıdır. Devlet, bireyin inandığı gibi yaşamasına müdahale edemez, müdahale edilmesine de müsamaha göstermez. Onun varlık nedeni engellemek değil vatandaşın inandığı gibi yaşamasını sağlamaktır der. İnancın aklın, dışardan baskı olmadan kendi kendisini ikna etmesi olduğunu söyleyen Locke, Devlet baskısıyla oluşturulan inancın munafiklık olduğunu vurgulamıştır. İster devlet baskısıyla, isterse ruhani baskıyla oluşan inanç münafikliktır der. Asıl olan iknadir. Okuyun ve ufkunuz açılsın.
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Locke'un hoşgörü savunması aradan geçen üç yüz yıla rağmen bireylerin devletle ilişkilerinin hoşgörü çerçevesinde nasıl düzenlenebileceğine ilişkin sağlam bir teorik ve pratik bir zemin sunuyor.
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
83 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Liberal anlayışın, biz olarak ötekilerine karşı nasıl bir tavır takındığını açıklayan ve bu düşüncenin temel yapısını gözler önüne seren, kendisi de bu düşüncenin önemli bir katkıcısı olduğunu bildiğimiz Locke, zamane İngiliteresi'ndeki koşullara dayanarak, insanların, kendi özgür iradeleri haricindeki şeylere hiçbir şekilde zorlanamayacağını açıklamış kitabında.
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
çoğu kişi bu kitabın din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasının gerekliliğini anlattığını söylemiş. fakat burada ince bir çizgi var; devlet yönetiminde dinin etkisinin olması, iktidarın halka tarafsız bir şekilde yaklaştığı sürece yani hoşgörülü olduğu sürece bir problem teşkil etmemesi. önemli olan devlet yöneticisinin çoğunluğun mensup olduğu dini kullanarak halkı manipüle etmemesidir.
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
Reklam
83 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Aydınlanma çağı filozoflarının en önemlilerinden olan John Locke, liberalizmin de fikir babalarından biridir. Günümüz ABD ve liberal Avrupa ülkeleri bu denli gelişmelerini John Locke'un siyaset, hukuk ,bireycilik ve insan hakları gibi alanlarda açtığı yola borçludurlar. İnsan iradesinin tüm dışsal zorlamalardan bağımsız olması, devletin yetkilerinin insan hayatını, bedenini ve mülkiyetini korumanın ötesine geçmemesi, kilisenin de siyasi ve dünyevi alandan tamamen çekilmesi gerektiğini, bu sayede toplumun çok daha huzurlu ve refah içinde yaşayacağını söyleyen filozofumuzun bu kitabını mutlaka okuyun.
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
Aslında Locke'un Hristiyanlık düşüncesi olması gerektiği gibi İsa'dan uzak değildir. İncil'e inanç şeklinin merhametsizlik ve kaba kuvvetle değil, sevgiyle yapılması taraftarıdır. Ancak kendisi bunun İncil'in emirlerine karşı gelerek, yani insanları mallarından mahrum bırakarak, işkence ederek, hapishaneye tıkarak ve nihayetinde canlarını alarak
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
Laiklik, din, vicdan ve düşünce özgürlüğü üzerine yazılmış bir şaheser bu kitap. Yazarın din ve devletin ayrı olmasının gerekliliğini sadece 82 sayfada anlatmasına hayran olmamak elde değil. Tavsiye ederim.
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
83 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Bütün dinler hakikat tekellerini kendi ellerinde bulundurduklarını düşünürler ve bu yüzden din savaşları mezhep savaşları felsefenin aksine insanları kırıp geçirmiştir. Dinlerin ve din sahiplerinin anlayışlarına elbette hoşgörü göstereceğiz. Zira John Locke'nin de bu eserinde temel aldığı sav işte bu hoşgörüdür. Fakat devletin hoşgörüsü nasıl olmalıdır sorusuna geldiğimizde 17. yüzyılda yazılmış böyle bir metinle karşılaşmak devasa bir beyinin ürünü olsa gerek diye düşünüyorum. Bu eser dikkatli okunsaydı eğer günümüz Avrupa'sında karşılaşılan İslamafobi olmayacaktı belki de hatta o meşhur holokost da olmayacaktı. Eser daha çok Hristiyanların göstermesi gereken hoşgörü tavrını liberal devlet anlayışı ilkeleriyle sunarken günümüzde de değerini koruyan bir başyapıt olarak varlığa bürünmüştür.
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Liberalizmin öncüsü John Locke'un 1689'da Latince yazdığı eser genel olarak hoşgörünün yanısıra dini hoşgorü üzerine yoğunlaşmış. Din ve devlet işlerinin ayrı olmasını ve dinlerin tümüne ve özellikle hıristiyanlığın farklı mezheplerine hoşgörü gösterilmesi gerekliliğini anlatmış. (Ama ateistler hoşgörülmemeli John Locke'a
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
83 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
John Locke; özel mülkiyet hakkının sınırlarını tanımlamasıyla ve Tabula Rasa yani insan zihni doğuşta boş bir levha olduğu bilginin ancak deneyimleme öğrenebileceğini söyler. Bu kitabında ise dinsel hoşgörüyü ve özel mülkiyet (maddi olarak değil de kişinin özgür yaşaması) ayrıntıları ile anlatır. Sınırsız din özgürlüğünü savunur. "Devlet, bana göre, sadece kendi sivil çıkarlarını tedarik etmek, korumak ve geliştirmek için teşkil edilmiş bir insan toplumudur. Sözünü ettiğim sivil çıkarlar, hayat,özgürlük, sağlık ve bedenin dinlenmesi; ve para, araziler, evler, eşyalar ve benzeri gibi maddî şeylerin mülkiyetidir" der. Ayrıca devletin kendi alanı ile din alanın ayrılmasını, kimsenin din inançlarına göre hiç bir şeklide yargılanamayacağını söyler. Kitabın genelinde altı çizilecek o kadar değerli görüşler var ki okudukça hayran kaldım. Kitabın bir yerinde şöyle der: "belli bir kimsenin, bir diğer kişiye, başka kilise veya dindendir diye, sivil çıkarları konusunda zarar vermeye hiçbir surette hakkı yoktur. Bir insan yahut bir yerde ikamet eden kişi olarak ona ait olan bütün hakların ve ayrıcalıkların bozulamaz bir şekilde korunması gerekir. İster bir Hristiyan, ister bir putperest (pagan) olsun, ona hiçbir şiddet yöneltilmemeli ve kötülük edilmemelidir. "
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
83 syf.
8/10 puan verdi
Laikliğin, felsefik açıdan açıklanıp savunulduğu kitapların, hem en ünlülerinden, hem de kanaatimce en iyisi olan bu kitap, laikliği ve "Neden din ve devlet işleri ayrı olmalıdır?" sorusunu karmaşık bir felsefik dil cümbüşü ile değil bilakis herkesin anlayabileceği bir dil ile açıklıyor. Bence bu kitap ve yazarı olan Locke bu bakımdan bile ayrıca bir teşekkürü hak eder.
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012391 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.