Tüm dünyada her yıl yaklaşık 1 milyar ton yiyecek çöpe gidiyor. Bu rakam, tüketilen toplam yiyecek miktarının
üçte biri. Kuşkusuz ki çöpe giden bu gıda miktarı ağırlıklı olarak gelişmiş ülkelere ait ve tahmin edebileceğiniz üzere
gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerde açlıktan ölen binlerce insan var. Aslına bakarsanız çok boyutlu olduğu için
konuyu geniş bir perspektiften ele almak kolay değil. Diğer bir deyişle, olay basitçe ihtiyaç fazlası gıdaların elden çıkarılması
değil. Zira bu gıdaların üretimi sırasında harcanan su da böylece
boşa gitmiş oluyor. Bunun kaç milyar ton olabileceğini kesin olarak kestirmek çok zor. Öte yandan, konuyu gözünüzde daha iyi canlandırması açısından belirteyim; 1 kg biftek için 16 ton su harcanırken 1 kg muz için 800 litre, 1 kg çikolata için 17 ton ve 1 kg lahana içinse 250 litre su harcanıyor. Dolayısıyla israf edilen yiyeceklere boşa giden su açısından
baktığımızda milyarlardan değil, trilyonlardan bahsetmemiz gerekiyor. Tabii bu sadece
işin su boyutu. Yoksa üretim sürecinde karşımıza çıkan nakliyat ve soğutma sırasında
ortaya çıkan karbon salınımı ya da pestisitlerle doğaya verilen zarar gibi konuları da göz
önünde bulundurursak konunun önemi daha iyi anlaşılabilir.
Bunların hepsi de çok ciddi problemler ve temelinde açgözlülüğümüz ya da doğru plan
yapamamamız var. Satın aldığımız yiyecekleri nasıl sakladığımız, mutfağımızın israfı
minimumda tutacak şekilde düzenlenmiş olması ve tabii ki yemek seçmeden
tabağımızdakileri bitirmemiz, bizi sorumluluklarını yerine getiren bir dünya vatandaşı
olmaya yaklaştıracaktır. Hem de kocaman bir adım yaklaştıracaktır!