"Türk hukuku Türk lirası gibi: Sınırlarımızın dışında kıymetsiz, içinde pek ‘kıymetli'... Haliyle sahici bir kıymet değil bu. Türkiye'de hukuk -para gibi- simgesel anlam taşıyan bir kağıt, bir meta... Sürekli el değiştiriyor, türlü nimetler sunuyor. Çokları için de mahrumiyet ifade ediyor. Azdan çoğa erişmek mücadelesine kapılan milyonlar, vicdanları doyurmayan hukukun araçsallığıyla yetiniyor.
Hukuk zihniyeti, hukuka dair algılarımızı açıklayan bir kavram... Aşamadığımız korku ve haksızlık duvarlarını ayakta tutan şey... Küçük kazanımların ardında sürüp giden bocalamanın, adaletsizliğin, güvensizliğin nedeni…
Bu kitabın çağrısı şu: Artık imajlar üzerinden yaşamayı bırakalım; kurguları değil, gerçekleri konuşalım. Hukuku şaibeden kurtarıp, adalet ölçütü kılalım. Bunun için en başta kendi gerçeğimizle, zihniyetimizle yüzleşelim."
