Tolkien evreninin bir kitabı daha bitti. Ve bu evrenin içine girdiğim için kendimi çok mutlu hissediyorum.
Fantastik edebiyatın kurucusu kabul edilen Tolkien gerçekten muazzam bir hayal gücüne sahip. Düşünün ki o hayal gücünde koskaca bir evren var: bu evrenin içinde Valar ve Maiar, elfler, orklar , insanlar, cüceler, hobbitler ; dağlar, denizler ve muhteşem ovalar; savaşlar, kavgalar, tartışmalar... Var da var... En güzeli de birbirinden farklı binlerce güzel hikâyeye bir temel. Bu hikâyelerden iki üç tanesi ayrı biter kitap olacak kadar güzel: Beren ile Luthien, Hurin'in Çocukları, Gondolin'in Düşüşü. Bunlardan beni en çok etkileyen kesinlikle Hurin'in Çocukları'dır.
Silmarillion içinde de yer verilen Hurin'in Çocukları hikâyesini daha da geniş bir şekilde okumak istiyorsanız bu kitabı okumalısınız. Çünkü Silmarillion'dan ayrı bölümler mevcut ve farklılıklar var.
Gelelim kitabımıza; Hurin'in çocukluğundan, gençliğinden ve kaderinden bahsediliyor. Ama tabii ki de hikâyemizin ana kahramanı, Hurin'in cesaretinden dolayı Morgoth tarafından kötü bir kadere mahkum edilen Turin'dir. Turin'in hayatını ve mahkûm edildiği kötü kaderinden dolayı yaşadıklarını öğrenmek istiyorsanız mutlaka okumalısınız. Çünkü kitap sürekleyici olduğu kadar aksiyon ve macera dolu, aynı zamanda çok duygusal.