“Yani beklemek ha!” Onların beklediği gibi. Senin beklediğin gibi. Bir ömür boyu. Sonra da bildiklerini başka ikballere öğretmeye memur yaşlı bir kadın olarak, hiç değilse çırağının mürüvvetiyle avunmak. Ancak bu kadarını umut edebilmek. Sen beni hiç anlayamamışsın Daye Hatun! Ben Tanrı’nın bana verdiği gücü biliyorum. Bir ateş ki ya yakacaktır, ya da yanacaktır. Ben bu ateşi kullanacağım işte. Küllenmeden önce!”