Hüzün ve Tesadüf kitaplarını, Hüzün ve Tesadüf sözleri ve alıntılarını, Hüzün ve Tesadüf yazarlarını, Hüzün ve Tesadüf yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Uzun zamandır #mustafakutlu 'dan okuma yapmıyordum özlemisim. Öyle olunca da peş peşe üc kitabını bitirivermişim.Mustafa Kutlu kalemi ve hikayeleri ile o kadar biz o kadar bizden ki kendinizi okurdan ziyade kitabın icindeki bir kahraman olarak hissediyorsunuz.Kitap bitip te kapaği kapatınca hep o duygu (nerdeyim ben?).Ben üçünü de çok beğendim en çok begendigimden başlayarak;
Hüzün ve Tesadüf
Zafer Yahut Hiç
Tirende Bir Keman olarak sıralayabilirim.Bazen hikayeleri fazla dram yüklü gibi hissettirse de zaten biz de çoğu zaman yaşamımızı bu şekilde olduğu yanılsamasına kapılmıyor muyuz?
Hüzün ve TesadüfMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20073,895 okunma
Birer sigara içtik, sessizlik derinleşti. Gerginliğe dayanamazdı, kırılgan bir ruhu vardı.
Pişmanlıklarla dolu kavgaları, geri dönüşü zor küskünlükleri, acımasız kahkahaları.
Bütün bunlar o değildi.
Bütün bunlar benliğini törpüleyen hengamelerdi.
O mahzun bir tebessüm idi. Bir demet menekşe idi. Yuşa Tepesi'ne doğru tırmanan bir gölge.
Mecrasını bulamamış, hangi denize döküleceği meçhul bir dere.
Seyfettin'i severdik...
Çünkü çizgiden çıkan bir yanı vardı.
Biraz şairdi, Japon estamplarına, bit pazarı antikalarına tutkundu.
Naz çeker, gözyaşı siler, dert dinlerdi.
Kendisi için bir hayat kurmaya, onu başkalarından kıskanmaya, insanlarla arasına bir mesafe koymaya çalışmadı. Tabiatıyla dağınık bir manzara arzediyordu.
Belki de Marmara Kıraathanesinin son atlısı idi.
Onunla birlikte yitip gitti.
Bu yazıyı apansız yazdım, çiçek açmış bir erik dalı gördüm, minibüste Neşet Ertaş'tan bir türkü dinledim. İşte yine bahar geldi, ÖSS sınavından çıkan çocuklar caddere dağıldılar.
Rüzgâr sustu.
Kuşlar, ağaçlar, bulutlar, meyveler, serviler, tepeler, dağlar her şey, her şey kayboldu.Ortada hiçbir şey kalmadı.Hiç.
Bir çocuk, bir eflatun kahkaha çiçeğinin dürbününden bakmış ve bir serap görmüştü.Hepsi bu…
O gece aya bakan çocuklar, süpürgesine binmiş uçan karakoncolosu görerek yorganlarını başlarına çektiler ve şu duayı okudular:
Yattım Allah kaldır beni
Nur gölüne daldır beni
Cennetine girdir beni
Yattım sağıma, döndüm soluma
Melekler şahit olsun
Dinime imanıma
Kalkarsam ikbalime
Ölürsem vay halime…
Sayfa 65 - Karakoncolos: varlığı çocukları korkutmak için uydurulmuş, gerçekdışı, korkutucu bir yaratık.Kitabı okudu
“Masallara boşverdiğimiz günden bu yana rüya göremez olduk. İp koptu, zaman uçtu, hayat köşe bucak bir yerlere saklandı. Uykularımız kâbuslarla donatıldı.”
Akıcı, okuması kolay bir kitaptı. Çerez tadındaydı desem yeridir. Betimlemeler bir mekanı hayal edebileceğimiz biçimde çevreye yayılmış ve aşırı ayrıntıya inmeden yapılmıştı ve ben bunu rahatlatıcı buldum, özgür hissettim. Zaten çoğu hikayede dışardaydık, ya da bir başkasının zihnindeydik..
+ Mustafa Kutlu sayesinde bende de bir tren sevgisi, trenlere sempati oluştu diyebilirim.
Hikayelerin bazılarını sınıfladım(k:))
Fav’ım, Uysallığın Lüzumu Yok İsyanın Sırası değil
En etkileyici bulduğum, Hüzün ve Tesadüf
İçinde olmak istediğim, bana zamanın akışında huzurun sağlanabildiğini hatırlatan, Aheste Beste
Ve izleyicisi olmak istediğim, Kambur Hafız ve Minare:)
Üzücü bulduğum ve gerçekliğin acıyı da barındırdığını hatırlatan, Uç Selahattin Uç
Farklı gelen ve öyle devam etmesini istediğim, Karakoncolos..
Hüzün ve TesadüfMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20073,895 okunma