Huzur Koleksiyoncusu
Cihat AlbayrakLow Rated Huzur Koleksiyoncusu Reviews
You can find Low Rated Huzur Koleksiyoncusu quotes, low rated Huzur Koleksiyoncusu book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Score
9.1Out of 10
"Yol eğri olabilir, sen doğruluktan asla vazgeçme!"
Evet sevgili kitap dostları...
80'li 90'lı yıllarda çocuk olmak... Bizim jenerasyon bu yılları yaşadı. O kadar samimi ve güzel dostluklar vardı ki o günleri özlememek elde değil.
Huzur Koleksiyoncusu baş karakteri Halil böyle bir dönemde doğuyor. Doğduğun aile kaderindir
HUZUR KOLEKSİYONCUSU
Cihat Albayrak'ın kaleminden Huzur Koleksiyoncusu…
Bu hikaye; gülümsemesi ile, bir milyon çocuğa vatan olabilen, güzelliği ve harikulade kokusu ile çiçekleri solduran, yüreğinde barındırdığı sevgisiyle adeta bir güneş gibi hayatımıza doğan bir annenin,
hayattaki tüm acılardan nasibini almış, aile içi şiddetten ötürü çok küçük yaşlarda
Sizlere çok güzel ve içimizi burkan bir kitapla geldim.Ah bu çocukların yaşadıkları durum...İlerde çok kötü psikolojik etki oluşturabiliyor.Kitabın baş karakteri Halil ve tüm hayatı annesi kardeşine zindan eden döven bir baba.Halil evdeki şiddet sonucu konuşma yetisini kaybediyor. Okulda da okuyamaz oluyor. Kim bilir ne çok Halil gibi çocuk var ülkemizde.Sevgisizlik sonucu konuşmayı bırakıp susan, içine kapanan Çocuk yaşta dünyanın şiddetini kaldıramayan masum yüzler, tertemiz kalpler ve zihinler. Ahh ahh Çok erken yaşta tanışıyorlar maalesef şiddetle. Babası okuldan alıp bir çaycıya çırak yapıyor onu hem de tam okulda olması gereken bir zamanda. Üstelik kazandığı parayı da sevmediği babasına vermek şartıyla. Keşke babalar çocuklarına zalim olmasa. Küçük yaşta kalpleri kırılmasa. Çalışmak zorunda bırakılmasa çocuk yaşta... Ebeveynlik öyle bir noktaya gelmiş ki... Niye yapıyorsun o zaman bu çocuğu!Bakalım Halili bu ızdırap yolunda daha neler bekliyor?Şimdiden okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim.Ben çok beğendim kullanılan betimlemeler anlatımı hiç boğmamış.Yerli yerinde kullanılmış.
HUZUR KOLEKSİYONCUSU
Sobanın sıcaklığının görünmez kollarıyla bizi kucakladığı zamanlara gidelim mi? Kanaviçe motifli divan örtülerinin her sabah itinayla düzeltildiği, anane ve babanne okulunda eğitim hayatına başlayan torunların, yün minderlere bağdaş kurup büyüklerinden masallar dinlediği, saygıyı sevgiyi, görgüyü, yardımlaşmayı, birliği beraberliği öğrendiği gibi, mutluluğu çoğaltıp hüznü eksiltmeyi, mevsimlik işleri, oyunları, şarkıları hafızalarına almak için toprağa ektikleri hevesleri hep birlikte dinleyelim mi...
Hani o eski bayramların kolonya ve Balin şeker kokusunu doya doya içimize çekerek...
Burnumuzun direğini sızlatıp, yarının bugünden vefasız saatlerine çocukluğumuzun iğne oyalı anılarını ilistirelim mi..
Hepimizin ihtiyacı var, hatırlamaya, huzuru bahçeye ekip yetistikce topladığımız meyve sebze gibi kalplerimizi onunla doyurmaya...
Huzur Koleksiyoncusu bizi içinden geçtiğimiz zamana ders verecek bir hikayeye çağırıyor. Huzurun tohumları olsa bu kadar kalbinize ekebilirdiniz. Ve hepiniz kendinizden çok parçalı bir kırk yama örtü çıkarabilirsiniz.
Biz bize ne çok benziyorduk, bence yine benzeriz. ️
Sizi huzura, sizi eski zamanlarımızın radyo esnemelerine, sizi zaman zaman kendi cocuklugunuza çağırıyoruz. Hadi hep birlikte kapısından buyuralim içeri, akşam ezanı okunmadan, annelerimizin bizi çağıran sesi kısılmadan evlere geri dönmek şartıyla.
Cihat Albayrak 'in kaleminden bu defa yaşı büyük çocuklara.
Kalemine, yüreğine, çocukluğuna sağlık yol arkadaşım.
Kitap 90lar civarında bir doğu ilinde buruk ama bir o kadar da içimizden, bizden hikayesiyle başlıyor. Hem o dönemi o dönemin mahalle kültürünü o dönemi hiç yaşamamış insanlara akıcı bir dille anlatırken sizi o dönemde Van'ın bir mahallesinde/köyünde yaşamaya tüm sıcaklığıyla davet ediyor.
Betimlemeleri sizi o mahalleye çekip alıyor ve eşsiz gerçekten kendine has, yaratıcı benzetmeleri insanı okurken yeri geliyor hüzünlendiriyor yeri geliyor kıkır kıkır güldürüyor. Bazen de okudukları yüreğinde yankı oluyor insanın ve yedi kez tekrarlanıyor öyle güzel bir anlatım.
Defalarca okuduğum cümleler damağımda çocukken en sevdiğim tüp çikolatanın tadını bırakıyor. Belki kitaptaki gibi bir çocukluk geçirmeyen bana çocuk olup aynanın karşısındaki büyük haline göz kırptırıyor.
Hüzünlü olaylar bile geçmişin sıcaklığından, dudağında bir gülümsemeyle izleniyor, izleniyor çünkü o denli bir anlatım var ki okuduğunuz her şey tüplü televizyonlardan tüm ailenizin bir arada izlediği eski filmlermişcesine zihninde dönüyor okuyucunun.
Spoiler vermeden şunu da eklemeliyim ki Halil(ana karakter)'den öğreneceğimiz çok şey var.
Küçük büyük demeden her okuyucunun okuması gereken harika bir roman.
Not : Kitabı okurken canınız fena halde açık ekmek ve otlu peynir çekebilir.