Huzursuzluk

Zülfü Livaneli
“Ustaca işlenmiş sürükleyici bir hikâye. Okurlara bir armağan.” Rafia Zakaria“ Derin kesen ince bir hançer bu kitap.” Keija Parssinen Edebiyatımızın usta kalemi Zülfü Livaneli’den güçlü bir aşk ve inanç hikâyesi. Ünlü edebiyatçı bu kez kalemini sınırboylarında gezdiriyor.Ortadoğu’daki savaşın ve IŞİD zulmünün en çok etkilediği insanların, Ezidi kadınların ve çocukların yaşadıklarını cesurca aktarıyor.İstanbul’da gazetecilik yapan İbrahim, bir sabah, çocukluk arkadaşı Hüseyin’in ölümünü haber masasında buluyor. İşte bu ölüm, İbrahim’i neredeyse tüm bağlarını kopardığı köklerine, Mardin’e doğru bir yolculuğa çıkarıyor ve Meleknaz’la tanışmasını sağlıyor. İbrahim, ölmüş arkadaşının sevdasını devralır gibi Meleknaz’a âşık oluyor ve giderek Hüseyinleşiyor.Huzursuzluk, bir yandan Ortadoğu’nun en insafsız hallerini, savaşı, yokluğu, mülteci kamplarını ve kadın düşmanlığını gözler önüne seriyor; diğer yandan Mezopotamya topraklarının geçmişine ve bugününe empatik, sorgulayıcı bir bakış sunuyor. İnsan doğası üzerine destansı bir anlatı sunan Livaneli, asırlardır bu coğrafyada yaşayan halklara, tarihlere, inançlara ve hikâyelere ses veriyor.Türkiye’de yayımlandığı günden itibaren büyük yankı uyandıran, çevirileriyle dünya çapında okurlarla buluşan Huzursuzluk, son olarak İngilizceye çevrilerek yayınlandığı ABD’de büyük övgüler aldı.
160 sayfa · İlk Yayın Tarihi: Ocak 2017
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

HUZURSUZLUK İNCELEMESİ - Dikkat spoiler içerebilir!
160 syf.
7/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Zülfü Livaneli nin Seranad'dan sonra okuduğum ikinci kitabıdır. Orada hikayenin içinde hitler zulmünden kaçıp Türkiye'ye gelen Yahudiler hakkında ön bilgi edinmiştim. Bu kitapta da Ezidiler hakkında bolca bilgi edindim. Laleş adında kutsal mekanları olduğu, Şeytana değil aslında Melek Tavus'a inandıkları, Mardinde bir Güneş Tapınakları olduğu, marulu lanetli gördükleri,vs. Benim için hem güzel bir hikayenin içinde olmak hemde genel kültürümü geliştirmek adına faydalı bir okuma oldu. Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017108,9bin okunma
Zülfü Livaneli / Huzursuzluk
154 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Şuanda biri benden kitap tavsiyesi istese ilk önereceğim kitaplardan biri kesinlikle Huzursuzluk olurdu. Hatta ölmeden önce okunacaklar listesi yapacak olursanız, ilk okuyacağınız kitaplardan biri
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017108,9bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Türk edebiyatının tarihi olayları güzel bir şekilde ele alıp romanlara döken yazar Livaneli Huzursuzluk romanı ile bu kez Orta Doğunun yeni kanayan yarası olan IŞİD zulmüne dikkat çekiyor. Livaneli, bu romanında orta doğunun en insafsız yüzünü, savaşı, yoksulluğu, vatansızlığı, açlığı, ölümü, bir paket sigaraya satılan Ezidi kızlarını, ölümden beter kaçışları anlatıyor. Yazar ezidi kızı Meleknaz’a ait. Acıları üzerine konuşmuyor hiç Meleknaz, yüreğine çökeni bakışlarıyla anlatıyor. Adeta yaşıyor gibi... Kitabı bitirip kapattığınızda ise içinizde Meleknaz’la bir kez olsun karşılaşabilme ve o çekik kara gözlerine bakma isteği uyanıyor. Herkese okumasını tavsiye ederim...
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017108,9bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
"Huzursuzluk" içimdeki huzuru paramparça etti. Savaşı uzaktan düşünerek tasvirlemeye çalışmak ile Meleknaz'ın yaşadıklarının içinde yol almak, onun çocuk-kadın ruhundaki yaraların
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017108,9bin okunma
Huzursuzluk
160 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Daha ilk sayfasından çarpıcı sözleri yüzünüze vuran o kitap... Kitaptaki olay akışı Gazeteci İbrahim'in çocukluk arkadaşı olan Hüseyin'in ölümünü öğrenmesi üzerine İstanbul'u geride bırakıp Mardin'e gitmesiyle başlıyor. Hüseyin'in ölümünü araştıran İbrahim, çocukluk arkadaşının ölümün ardındaki gerçeklerle bir bir yüzleşir ve Ezidi bir kadın olan Meleknaz'ın hikayesine temas eder. Romanda ezidi halkının inançları yüzünden uğradıkları zulümlerin, toplumsal baskıların, insanların duyarsızlığının üzerinde duruyor. Kitabın genelinde aşk ve vicdani hesaplaşma ikilemine sahip oluyoruz. Kitap boyunca yazar olayları düşünce akışı şeklinde aktarmış ve iki noktalara, tırnak işaretlerine yer vermemiş. Buna rağmen anlatım gücünden hiçbir şey eksilmemiş, aksine daha da güçlendirmiş. Bu bakımdan Livaneli bir kez daha kaleminin yetkinliğini ortaya koymuş. Özellikle bir kadın okuyucu olarak bazı bölümlerde gözyaşlarımı bırakmak istedim desem yeridir. Ortadoğunun bitmek tükenmek bilmeyen sarhoş edici kanını, insanların, özellikle kadınların, acısını yüreğimin en derinlerinde hissettim. Eğer bakmayı bilirseniz hala günümüze bir ayna aslında... Eleştireceğim tek nokta sonu biraz belirsiz bitti benim için. Yazar belki de bunu etkileyiciliği artırmak için ve okuyucuları düşündürsün diye de yapmış olabilir. Ama ben Meleknaz ve İbrahim hakkında mutlak bir son görmeyi istedim. Şu anlık yılın en beğenerek okuduğum kitabı olsun. Tavsiyemdir, okuyun.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017108,9bin okunma
BU BİR İNCELEME YAZISI DEĞİLDİR!!!
160 syf.
10/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Kitabı bitirdikten sonra istediğim tek şey sessiz sessiz ağlamak oldu. Çıktım sigaramı yaktım. Müzik dinleyen biri değilim ama zihnimde Ahmet Kaya'nın Yakamoz türküsündeki ' sessiz sessiz ağlar gibisin vay aman' şarkısı çalmaya başladı.Dinliyeyim bari dedim. Çok acayip. Klipte ne klip arkadaş. Kitaptaki gibi çarşaflı bir sürü kadın mağara da kızla erkek vs zannedersin kitabı klibe uyarlamışlar... 3. Sigarayı böylece yaktım. Çok sarsıcı bir kitaptı benim için. Alıntı yapmak bile içimden gelmedi. Oysa paylaşacak çok şey vardı:( Buna benzer bir durumu; Isao Takahata'nın anime filmi Ateşböceklerinin Mezarı' nı izlerken yaşamıştım. 10 üzerinden 10 puan verdim.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017108,9bin okunma
Ortadoğunun sarhoş eden kanı
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Kitabı okurken kendimi bir parçam eksik ve kitabın adı gibi huzursuz hissettim,acıları iliklerime kadar hissettim. Zülfü Livaneli’nin okuduğum tüm eserlerinde tartışmasız içimde bir yerlerde yer buluyor. İşid terör örgütünün yaptığı katliamlar islam adı altında dinsizlikleri ve özellikle ezidilere yapılan zulümler üzerinden Hüseyin ve Melek Naz hikayesine ortak oluyoruz. Ama Melek Naz’ların acısına ortak olamıyoruz. Toplum vicdanına seslenen bu eseri mutlaka okuyunuz ve okutturunuz.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 2021108,9bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
Bu kitapla sana olan saygım arttı Zülfü amca: Batı'lı gibi eğitim alıp -büyütülüp- gerçek yüzünü görmek ve bunu açıkça ifade etmek çok değerli bir kişiliğe sahip olduğunu gösterir. "Avrupalı, Amerikalı gibi bir yaşam biçimine sahip olma çırpınmalarımı delinmiş bir çorap gibi bir tarafa atıvererek, ben bir şarklıyım" diyen bir adama saygı duyarım, her ne kadar fikirlerimiz genel anlamda uyuşmasa da. Kitaba başlarken büyük bir beklentim yoktu. Okur geçerim diyordum. Fakat okumaya başlayınca beklentimin çok üstünde bir olaylar örgüsünün içerisinde buldum kendimi. ABD ve Batı'nın finanse ettiği IŞİD'in yaptığı katliam ve tecavüzlerin sonucunda Türkiye'ye kaçmak zorunda olan ezidilerin başını çektiği olaylar bir o kadar etkileyici ve ilginçti. Yazarın Mardin'i tam olarak tanımadığını düşünüyorum bir kaç noktada Mardin hakkında abartılı davrandığını gördüm. Mardin'i olmadığı gibi göstermemesi gerekirdi de olan oldu. Nasıl olsa kusursuz bir kitap yok. Ayrıca insanların yaptığı katliamlar nedeniyle yaratıcıya isyan etmekte akıl kârı değil. İmtihan diyarında çokta müdahale beklenmez. Kusur varsa ortada doğru insanlarla birlikte bu kusuru ortadan kaldırmak gerekir; Allah'a kâmil anlamda kul olmadığın hâlde isyan etme hakkını kendinde görmen bana samimi gelmiyor. Önce Kamil anlamda kul olmayı dene ondan sonra isyan mı şükür mü edeceksin düşünürsün. Bunları geçersek genel anlamda tarafsız şekilde ele alınmış bir roman ve kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Spoiler vermek istemediğim için incelememi burada bitiriyorum: keyifli okumalar dilerim.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017108,9bin okunma
Ben İnsandım!
160 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
Zülfü Livaneli nin okuduğum 4. kitabı ve tek kelimeyle harika. Yezidinin kültürü IŞİDler tarafında uğradıkları insanlık dışı zulmü anlatan, bir kitap. Yezidi ile kürdün sevdası sonucunda kötü sonla biten hikâye. Bitirdikten sonra etkisinde kalacağınız bir kitap. İyi okumalar...
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017108,9bin okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
“Tam tersi sanılır ama zaten hayatta normal olan huzursuzluk durumudur, huzur ise çok ender yakalanan geçici anlardır olsa olsa...” Elimden hiç düşürmeden aynı gün içinde bitirdim. Çok etkilendim, hüzünlendim. Dünyanın tüm kötülüklerini biz insanlar yaratıyoruz aslında...Mültecilere yaşatılan insanlık ayıbı, Orta Doğu’nun kanayan yarası, sadece tüketime adanmış boş hayatların anlamsızlığı...Bu kitabı okuyup da kalbi acımayan, kendini sorgulamayan var mıdır? Okumayan herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Zülfü Livaneli’nin, güçlü kaleminden harika bir eser...
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017108,9bin okunma

Yazar Hakkında

Zülfü Livaneli
Zülfü LivaneliYazar · 40 kitap
Zülfü Livaneli, (d. 20 Haziran 1946, Ilgın), Türk müzisyen, senarist, politikacı, yazar ve yönetmen. İlk yılları Tam adı Ömer Zülfü Livanelioğlu’olup, aslen Artvin’in Yusufeli ilçesinden olan Livanelioğlu ailesinin büyük dedeleri Ömer Efendi 93 Harbi’nde Artvin’in Ermeni ve Rus işgaline uğraması üzerine Erzurum’a gelerek Ahmet Muhtar Paşa’nın ordusuna katılmıştır. Ömer Efendi Harput Redif Taburu’na mülazım rütbesiyle atanır. Daha sonra burada çıkan çatışmada şehit düşer. Ömer Efendi’nin tek oğlu olan Zülfü Efendi, Türkiye’nin muhtelif yerlerinde sorgu hakimi olarak görev yapar. Soyadı Kanunu çıktığında babasının geldiği Artvin/Yusufeli/Livane Sancağına izafeten Livanelioğlu soyadını alır. Zülfü Efendi’nin erkek çocuklarından üçü de hakim olmuştur. En büyükleri ve Zülfü Livaneli'nin babası olan Mustafa Sabri Livanelioğlu, Yargıtay Başkanlığı’na kadar yükselmiştir. Kariyeri Ankara Cumhuriyet Lisesi mezunudur. Daha sonraki tarihlerde ABD Fairfax Konservatuarı'nı bitirmiştir. Zülfü Livanelioğlu bağlama çalmayı teyzesi Nazmiye (Türeli) Yücel'in eşi olan eniştesi Turhan Yücel'den Ilgın'da yaşadığı yıllarda ve yaz tatillerinde öğrendiğinde, eniştesi Turhan bey'in kendisine hayatını değiştirecek bir sermayeyi hediye ettiğinden haberi yoktu. Zülfü Livaneli, müziği ile birçok ulusal ve uluslararası ödül aldı ve eserleri Joan Baez, Maria Farantouri, Maria del Mar Bonet, Leman Sam gibi onlarca yerli ve yabancı sanatçı tarafından yorumlandı. Kültür, sanat ve politika alanında Türkiye’nin önemli isimlerinden birisi olan sanatçı, sanat yaşamı boyunca 300'e yakın besteye ve 30 film müziğine imzasını attı. Türkiye'den ansızın ayrılarak İsveç'e sürgün yıllarında bulaşıkçıklık dahil muhtelif işlerde çalışan Livaneli'nin en büyük arzusu bir gün Türkan Şoray ile tanışabilmek ve o zaman Türkiye'de suçlanan kişilerin uğrak yeri haline gelen İsveç'te bulunan ünlü yazar, gazeteci veya şairlerle karşılaşabilmekti. Bugüne kadar dört uzun metrajlı film yönetti: "Yer Demir Gök Bakır", "Sis", "Şahmaran" ve "Veda". Valencia Film Festivali'nde "Altın Palmiye" ve 1989'da Montpelier Film Festivali'nde "AltınAntigone" ödülüne layık görüldü. "Sis", "En iyi Avrupa Film Ödülü"ne aday gösterildi. Sanatçının filmleri Türkiye, ABD, Fransa, Almanya, İsviçre ve Japonya'da gösterime girdi ve BBC, WDR, İspanya, Kanada ve Japon televizyonları gibi birçok televizyon şirketine satıldı. Ekim 1986'da Cengiz Aytmatov'un daveti üzerine Federico Major, Yaşar Kemal, Arthur Miller ve diğer ünlü sanatçı ve düşünürlerin katıldığı Kırgızistan ve daha sonra Wengen, Granada ve Mexico City'de toplanan Issyk-Kul Forumu'nda yer aldı. Livaneli, Elia Kazan, Jack Lang, Vanessa Redgrave, Arthur Miller, Mikhail Gorbaçov, Mikis Theodorakis gibi ünlü kişilerle birlikte dünya kültürünün ilerlemesi ve dünya sanatlarının gelişmesine katkıda bulunmak üzere çalışmalarda bulundu. 1996 yılında Paris’te merkezi bulunan UNESCO (Birleşmiş Milletlerin Eğitim Kültür Bilim Kurulu) tarafından büyükelçilik verilen sanatçı Livaneli, 1978 yılında yaptığı "Nazım Türküsü" adlı albümde Nazım Hikmet'in şiirlerinden bestelediği şarkıları bir araya getirdi. "Arafatta bir çocuk", "Geçmişten Geleceğe Türküler", "Sis", "Orta Zekalılar Cenneti", "Diktatör ile Palyaço", "Sosyalizm öldü mü", "Engereğin Gözündeki Kamaşma" ve "Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm" ve "Mutluluk" ve Leyla'nın Evi, Sevdalim Hayat, Son Ada ve Sanat Uzun, Hayat Kisa, Serenad kitaplarının yazarı olan Livaneli, hâlen Vatan Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir. Sanatçı uluslararası kültür çevrelerinde tanınmakta ve saygı görmektedir. Ömer Zülfü Livaneli Ülker Hanım'la evlidir ve bir kızı vardır. Kızı Aylin Livaneli eğitimi ve yaptığı pek çok işten sonra müzik ile ilgilenmiş. 5 albüme imza atmıştır. Müziğe ara veren Aylin Livaneli şuan yurt dışında ekonomi üzerine eğitim almaktadır. Yayınlanmış 3 kitabı bulunmaktadır. Livaneli vejetaryendir. 19 Mayıs 1997 tarihinde, Ankara Hipodrom meydanında verdiği konsere 500.000 kişinin katılmasıyla Türkiye'nin en büyük konserini gerçekleştirme ünvanını kazanmıştır. Siyasi kariyeri Livaneli 1994 yerel seçimlerinde, Sosyaldemokrat Halkçı Parti'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday oldu. Anavatan Partisi'nin adayı İlhan Kesici, Refah Partisi'nin adayı Recep Tayyip Erdoğan ve Doğru Yol Partisi'nin adayının Bedrettin Dalan olduğu çekişmeli seçim sürecinde oyların %20,30'unu alan Livaneli üçüncü geldi. Erdoğan ise %25,19'luk bir oranla Belediye Başkanı seçildi. Livaneli, 2002 genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'den İstanbul milletvekili seçildi. Partinin 13. Olağanüstü Kurultayı'nda yeter sayıda imza bulamadığı için genel başkan adayı olamadı ve parti yönetimini ağır şekilde suçlayarak istifa etti. Livaneli, istifasını açıklarken şunları söyledi: "CHP yönetimi, Atatürk'ün laik, devrimci, halkçı, çağdaş ve reformcu çizgisini 21. yüzyıla taşıyamadığı için ülkemizi içinden çıkılması güç bir siyasi karmaşaya sürükledi. Bu büyük tarihsel ve siyasi kaymayı engelleyebilmek ve CHP'yi özündeki devrimci, reformcu ilkelere tekrar kavuşturabilmek için, parti içinde her düzeyde büyük çaba harcadım. Ama ne yazık ki bu çabalar da diğerleri gibi sonuçsuz kaldı. Partideki muhalif fikir ve kişileri yok etme alışkanlığı, bu kurultaydan sonra da bir kıyıma dönüşerek devam ediyor. CHP içinde kalarak mücadele etme yolları artık tükendi. Parti, örneği görülmemiş bir şekilde antidemokratik ve oligarşik bir yapıya dönüştürüldü."
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.