Son dönemde canım tatlı bir şeyler çektiğinde (ki bu sık başıma gelir) aynı şeyi yapıyorum: en basitinden bir pandispanya. Her yaptığımda da sadece dört-beş malzemenin bir araya gelip bu kadar lezzetli bir şey ortaya çıkarmasına şaşıyorum.
Ve keyif almamız için illa büyük büyük şeylere ihtiyacımız olmadığına inanmamı sağlıyor bu. Hyunam-Dong Kitabevi gibi..
.
Youngju başkalarının imrendiği düzenli bir hayata sahiptir ama her şeyi bir kenara bırakıp kitabevi açar. Bir mahalle arasında, çok da büyük olmayan bir kitabevi. İlk başlarda geleni gideni çok olmaz, sonra Youngju başka açılardan bakmaya başlar dükkanına. Orayı daha sıcak bir hale getirir yavaş yavaş.
Müşterilerle, çalışanıyla, kahve servisleriyle ışıldar Hyunam-Dong Kitabevi.
.
Hayata dair kısacık ama sakin anların ne denli önemli olabileceğini biliyoruz birçoğumuz. Hwang Bo Reum da biliyor üstelik aktarabiliyor da! Her karakterinin kendi sesinin olduğu, okuru mekana dahil eden, başlangıç ve sonun değil sürecin tadına yoğunlaşan bir kitap Hyunam-Dong Kitabevi. Konfor alanıma hemen girip yerleşti bile.. Kitapları seven, cesur kararlar alabilen, bir fincan kahvenin gülümsetebildiği karakterler bana çok iyi geldi..
.
Nilay Özeser çevirisiyle ~