Hz. Hatice’nin çevresinde olup bitenlere duyarlı olması, insanlarla ve sosyal olaylar ile yakından ilgilenmesi, onu diğer gençlerden birkaç adım öne çıkardı. Bilgi, görgü ve medeni cesaretini artırmakla kalmadı, hak ve hakikate erken yaşlarda uyandı. Babası, kardeşleri ve yeğenlerinden ticareti öğrendi. Genç yaşta insanların dikkatini çekecek kadar olgunlaştı. Sözlerinden fesahat ve nezaketi, tavır ve davranışlarındaki asaleti, yaptığı işlerdeki becerisi ve başarısıyla, kısa sürede insanların takdirini kazandı. Akıl ve maharetinin yanı sıra ağırbaşlı, olgun bir genç kız olması, yerli yerince hareket etmesi, yanlış ve kötü işlerden uzak durması, onu halkın gözünde özel bir yere koydu. Ona genç yaşlarından itibaren Seyyidet-ü Nisa-u Kureyş(Kureyşli kadınların hanımefendisi) lakabını vererek onore ettiler. Ahlaksızlığın kol gezdiği, zinanın yaygınlaştığı, insani değerlerin kaybolmaya yüz tuttuğu bir zaman ve zeminde yetiştiği halde, hayasızlık bir tarafa, ciddiyetsizlikten bile uzak durdu. Görenleri gıpta ettirecek kadar nezih bir hayat yaşadı…
Abdullah Kara
