Hz. Hızır Kimdir?

Nilüfer Dinç

Oldest Hz. Hızır Kimdir? Posts

You can find Oldest Hz. Hızır Kimdir? books, oldest Hz. Hızır Kimdir? quotes and quotes, oldest Hz. Hızır Kimdir? authors, oldest Hz. Hızır Kimdir? reviews and reviews on 1000Kitap.
Hz. Musa Hızır’a serzenişte bulunurken, kendi akıl yürütmesiyle iyikötü çerçevesinde olayı ele alır. Hızır ise bilgisine göre hareket eder. Görünenin arkasın- da görünmeyen etkilerin olduğunun, duyulara güvenerek yargılarda bulunmanın eksik olduğunun dersini verir. Bilgi ile davranışın, vicdan ve sevgiyle davranıştan üstünlüğünü gözler önüne serer. İyi kötü perspektifinden bakıldığında Hızır başka bir iyi ve kötüyü gösterir; bize iyi gelenin kötü olabileceğini, kötünün iyi olabileceğini.. Dünyasal düzlemden bakarsan bu şekilde, biraz yukarıdan bakarsan kötünün ardında iyi var ve daha yukarıdan baktığında aslında tek bir şey var. Ancak bu dualist sistemde bunu bu şekilde ifade edebiliyoruz, aksini tam anlamıyla idrak etmek bu zaman ve mekanda çok zor. Bu bilgiyi hiç akıldan çıkarmadan, farkındalık kapasitemizin genişliğini düşürmeden yaşamak ancak bu içselleştiği zaman mümkün olabilir. Bu durum zaten öyle bir dönüştürücü bir andır ki, algıyı bir an için bile olsa başka bir yöne çevirmek mümkün olmaz.
Bir adam haksız yoldan kazandığı parayla kendisine bir inek alır. Daha sonra, yaptıklarından pişman olur ve bunu biraz telafi edebilmek için Hacı Bektaş Veli’nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar aynı zamanda aşevi işlevi görmekteydi. Durumu açıklayınca Hacı Bektaş Veli ‘Helal değildir’ diye kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam, Mevlevi dergâhına gider ve durumunu Mevlâna’ya anlatır. Mevlâna ise hediyeyi kabul eder. Adam Hacı Bektaş Veli’ye aynı şeyi anlattığını, ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlâna’ya bunun sebebini sorar. Mevlâna: Biz bir karga isek Hacı Bektaşı Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz, ama o kabul etmeyebilir. Adam bu sefer Hacı Bektaş Dergâhı’na gider ve Hacı Bektaş Veli’ye, Mevlâna’nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip sebebini Hacı Bektaş Veli’ye sorar. Hacı Bektaşı Veli şöyle der: Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlâna’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir. Karşılıklı bir tevazu gösterisinin ötesinde, olaylara farklı açıdan bakıldığında nasıl farklı bir yönünün görülebileceğini göstermesi bakımından da önemli olan bu sufi hikâyesinden sonra Mevlâna’nın Hızır’la ilgili görüşlerine geçelim...
Reklam
kıdır-hızır
Buraya kadar adlarını saydığımız kutsal kişilerin ve bunların fonksiyonları birbirleriyle örtüşmektedir. İslamî dönemde ortaya çıkan inançlarla Eski Tükler’in Gök Tanrı Dini çevresinde oluşan inançlar fonksiyonları bakımından da birbirine benzemektedirler. Değişen sadece isimler olmuş buna karşılık inancın ifade ettiği olgu hep aynı
184 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 24 hours
Hz Hızır fenomenini anlatan bir kitap ama yine karanlıkta kalan bir adım bile yaklaşamadığım bir konu. Tavsiyem serhat ahmet tan ın kitapları eğer bu tür konular ilginizi çekiyorsa
Hz. Hızır Kimdir?
Hz. Hızır Kimdir?Nilüfer Dinç · Sınırötesi Yayınları · 201016 okunma
Hz. Musa’yı şaşırtan bu olayların benzerleri kendi hayatımızda ya da yakınlarımızda olmuştur ya da olacaktır.. Biz de demek ki aynı yolculuktayız, öyleyse biz ne yapıyoruz? Bilmiyorduk diyemeyiz... Hz. Musa’yı Hızır’ın yolun başında uyarması gibi bizim için de bugüne kadar söylenmemiş bir gerçek kalmamış; tüm kadim öğretiler, semavi dinler, ”Kendini tanı” demiş, ”sabrı” öğütlemiş... Hızır’ın Musa’ya öğüdü gibi...
“At ve üzengi, deniz kıyısına kadar gider. Ondan sonra tahtadan bir at gerek. Aklın seni Padişah (Allah) kapısına getirinceye kadar iyidir. Aranır ve istenir. Fakat Kapı’ya geldiğin zaman sen onu boşa. Çünkü o artık senin için zararlıdır, yolunu keser. O’na ulaşınca kendini bırak, artık senin nedenle niçinle ilgin kalmamıştır.” (Mesnevi, VI, 696, 4633)
Reklam
Başı sonu olmayan bu bilgiye tümüyle erişmeyi beklemenin bir hayalden öteye gidemeyeceği açıktır. Kıssada buna sahip olmak için peygamberliğin de yetmeyebileceğinin vurgulanması çok anlamlıdır.
Hızır ile ilgili en yaygın düşünce ise; onun ne zaman ve hangi kılık ve kişilikte insanın karşısına çıkacağı bilinmediği için ihtiyacı olanları geri çevirmemek, her gelen misafire hizmet etmek şeklindedir. Hızır’ın kim olduğu ise çoğu zaman sonradan anlaşılır. Hızır’ın kim olduğunun ilk başta belli olmaması nedeniyle “Her vaktini hazır bil, her gördüğünü Hızır bil” sözü herkese aynı saygı ve yardımın gösterilmesi anlayışının ifadesi olarak sıklıkla kullanılır.
Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. (ANKEBUT: 29/64)
Hızır üç temel olayla hayat dersi veriyor Hz. Musa’ya; önce maddi bir zarara uğratıyor (gemini delinmesi), sonra kabullenilmesi en zor manevi acıyı yaşatıyor (çocuğun öldürülmesi) ve tüm bu zalimce görünen eylemleri yaptıktan sonra gidip karşılıksız bir iyilikte (duvarın tamiri) bulunuyor.. Birbiri arkasına gelen ve bir- birinden karmaşık bu olayları görünen anlamlarıyla değerlendirmek o kadar zor ki... Hızır’ı anladım demeden önce, kendi hayatımızda canımızı yakan en ufak bir olaya karşı ilk andaki tepkimize bakalım, o an Hızır’ı hatırlayabiliyor muyuz?
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.