Hz. Hızır Kimdir?

Nilüfer Dinç

Featured Hz. Hızır Kimdir? Posts

You can find Featured Hz. Hızır Kimdir? books, featured Hz. Hızır Kimdir? quotes and quotes, featured Hz. Hızır Kimdir? authors, featured Hz. Hızır Kimdir? reviews and reviews on 1000Kitap.
Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. (ANKEBUT: 29/64)
184 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 30 hours
Araştırmanın Böylesi..
Nilüfer Dinç
Nilüfer Dinç
Hz. Hızır Kimdir?
Hz. Hızır Kimdir?
Yazarımız Nilüfer Dinç'in uzun soluklu tahminimce yıllar süren araştırmalarının birleştirilip bizlere kitap olarak sunduğu hap bilgidir. Hızır Aleyhisselam'ın varlığını bir çok kaynaktan araştırmış, tüm yönleriyle okuyucuya sermiştir. Farklı dinlerde ve mezheplerde var olan Hızır inancını hikâyeleri ile birlikte sunmuştur. Kehf suresinin faziletlerini ve Hızır'ı konu olan hikayeleri okudukça aslında onun var olup olmadığına inanmayı yine bize bırakmıştır. Ortada anlatım, sade ve abartısız sözcük kullanımı sayesinde su gibi akan bir kitap. Meraklısına tavsiyedir :)
Hz. Hızır Kimdir?
Hz. Hızır Kimdir?Nilüfer Dinç · Sınırötesi Yayınları · 201016 okunma
Reklam
Şüphesiz insan çok hırslı ve sabırsız olarak yaratılmıştır.(ME’ÂRİC: 70/19)
Başı sonu olmayan bu bilgiye tümüyle erişmeyi beklemenin bir hayalden öteye gidemeyeceği açıktır. Kıssada buna sahip olmak için peygamberliğin de yetmeyebileceğinin vurgulanması çok anlamlıdır.
Hızır ile ilgili en yaygın düşünce ise; onun ne zaman ve hangi kılık ve kişilikte insanın karşısına çıkacağı bilinmediği için ihtiyacı olanları geri çevirmemek, her gelen misafire hizmet etmek şeklindedir. Hızır’ın kim olduğu ise çoğu zaman sonradan anlaşılır. Hızır’ın kim olduğunun ilk başta belli olmaması nedeniyle “Her vaktini hazır bil, her gördüğünü Hızır bil” sözü herkese aynı saygı ve yardımın gösterilmesi anlayışının ifadesi olarak sıklıkla kullanılır.
Alevilik ve Bektaşilikte Hızır
Alevi ve Bektaşilerde eve gelen misafirin Hızır olabileceği inancı, misafire özel önem verilmesine neden olmuştur. Eve gelen misafire Hızır veya Hz. Ali gelmiş gibi hizmet edilir. Eski geleneklerde her tekke ve evde“Gaip Erenler”hissesi için biraz yemek ayrılır, gelen misafirlere ya da fakirlere verilirdi.
Reklam
Su kültü Eski Türk inançları içinde de çok önemli bir yere sahipti. Türklerin suya kutsiyet atfetmeleri beraberinde başka adetleri de getirmişti. Eski inançlara göre yüksek dağlar ve pınarlar iyi ruhlara ait yerlerdi. Bu nedenle bu yerlerde Tanrı’ya dua edilir, kurbanlar kesilirdi. Türk mitolojisinde Altay Yaratılış Destanı’nda başlangıçtaki sonsuz su motifi şu şekilde geçer: (16) Dünya bir deniz idi, ne gök vardı, ne bir yer, Uçsuz bucaksız, sonsuz sular içreydi her yer. Tanrı Ülgen uçuyor, yoktu bir yer konacak, Uçuyor, arıyordu, bir katı yer, bir bucak. Kutsal bir ilham ile nasılsa gönlü doldu, Kayıptan gelen bir ses, ona bir çare buldu.
Hızır üç temel olayla hayat dersi veriyor Hz. Musa’ya; önce maddi bir zarara uğratıyor (gemini delinmesi), sonra kabullenilmesi en zor manevi acıyı yaşatıyor (çocuğun öldürülmesi) ve tüm bu zalimce görünen eylemleri yaptıktan sonra gidip karşılıksız bir iyilikte (duvarın tamiri) bulunuyor.. Birbiri arkasına gelen ve bir- birinden karmaşık bu olayları görünen anlamlarıyla değerlendirmek o kadar zor ki... Hızır’ı anladım demeden önce, kendi hayatımızda canımızı yakan en ufak bir olaya karşı ilk andaki tepkimize bakalım, o an Hızır’ı hatırlayabiliyor muyuz?
kıdır-hızır
Buraya kadar adlarını saydığımız kutsal kişilerin ve bunların fonksiyonları birbirleriyle örtüşmektedir. İslamî dönemde ortaya çıkan inançlarla Eski Tükler’in Gök Tanrı Dini çevresinde oluşan inançlar fonksiyonları bakımından da birbirine benzemektedirler. Değişen sadece isimler olmuş buna karşılık inancın ifade ettiği olgu hep aynı
Bir adam haksız yoldan kazandığı parayla kendisine bir inek alır. Daha sonra, yaptıklarından pişman olur ve bunu biraz telafi edebilmek için Hacı Bektaş Veli’nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar aynı zamanda aşevi işlevi görmekteydi. Durumu açıklayınca Hacı Bektaş Veli ‘Helal değildir’ diye kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam, Mevlevi dergâhına gider ve durumunu Mevlâna’ya anlatır. Mevlâna ise hediyeyi kabul eder. Adam Hacı Bektaş Veli’ye aynı şeyi anlattığını, ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlâna’ya bunun sebebini sorar. Mevlâna: Biz bir karga isek Hacı Bektaşı Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz, ama o kabul etmeyebilir. Adam bu sefer Hacı Bektaş Dergâhı’na gider ve Hacı Bektaş Veli’ye, Mevlâna’nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip sebebini Hacı Bektaş Veli’ye sorar. Hacı Bektaşı Veli şöyle der: Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlâna’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir. Karşılıklı bir tevazu gösterisinin ötesinde, olaylara farklı açıdan bakıldığında nasıl farklı bir yönünün görülebileceğini göstermesi bakımından da önemli olan bu sufi hikâyesinden sonra Mevlâna’nın Hızır’la ilgili görüşlerine geçelim...
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.