Aşk, Sabır, Sevgi, Hoşgörü

Hz. Mevlana

Ebu’l Hasan Nedvi

Featured Hz. Mevlana Posts

You can find Featured Hz. Mevlana books, featured Hz. Mevlana quotes and quotes, featured Hz. Mevlana authors, featured Hz. Mevlana reviews and reviews on 1000Kitap.
“Hangi yana doğru yatarsa yatsın, yastığı dikenli olan biri rahat eder mi?”
Ey kalp ve gönlümdeki nur, gel. Cezbemin, dileğimin hedefi, gel. Ey sevgi ve muhabbetin kendisini aştığı Eşi bulunmaz sevgi yarışçısı, gel Gelirsen eğer ne büyük bir mutluluk olur, Gelmezsen eğer, her şey berbat olur, gel Sen doğup yükselen bir güneş gibisin Uzakta olsanda ey bana yakın olan sen, gel
Reklam
Yarın öleceğimizi bilsek, tüm kırgınlıkları unuturuz; ama biz sonuna kadar yaşayacakmışız gibi kırıcı ve gururluyuz. Umudunu yitirme şu hayatta bir şeyin bitişi, Herzaman başka bir şeyin başlamasına sebep olmuştur.
Çalınan her kapı hemen açılsaydı, ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı.
Mevlânâ lakabına dair.
Hazreti Mevlana mübarek ömürlerinin büyük bir mikdarini Diyâr-i Rûm namile anılan Anadolu'da geçirdiği için Rûmi sıfatiyle telkib edilmiştir. Şems-i Tebrizi Hazretleriyle mülakatlarından sonra kendisine «Mevlana» demişlerdi. Mevlana bu şöhretleriyle daha fazla tanınmaktalar. Ancak kendilerinin hizmetlerinde kırk sene bulunan Sipehsalar Hazretleri kendilerine «Hüdavendigar» kelimesini tevcih etmekteler, Mevlânâ kelimesini ise muhterem pederleri «Bahaeddin Veled» Hazretlerine atfetmekteler. Mevlânâ kelimesi Arapça olmaktadır. Mucem-i Mekaysi'l-Luga» sözlüğünde, işbu kelime V.L.Y. kökünden olup yakınlığı ifade eder denmektedir. Mevlâ ise: Azad eden, azad edilen, sâhib, birbirlerini korumada anlaşmalı olanlar, amcazade, komşu, koruyan anlamlarında olduğu geçmektedir. Nâ eki de: Bizim anlamındadır Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve Sellem Efendimiz'in, Sahih-i Buhari'de kendi kölesi Zeyd Hazretlerine: «Ey Zeyd! Sen kardeşimiz ve Mevla'mızsın» diye buyurduklerı rivayet olunur. Sözlüklerin verdikleri anlamlara göre bu kelimeyi nasıl manalandırsak da netice itibarı ile «Mevlana» kelimesinin denmesi şer'an caiz olduğu bu hadis-i şerifden belirir.
Sayfa 44 - 45Kitabı okudu
Reklam
Cenazesi çıkarılınca halkdan çok büyük bir kalabalık takip etti. Bu kalabalıkta diğer dinlerin adamları da vardı. Hep ağlıyorlardı, Yahudiler Tevrat'ı, Hristiyanlar İncil'i okuyorlardı. Müslümanlar, onların çekilmelerini istiyorlardı. Lakin, onlar ayrılmıyorlardı. Durum şehrin reisine bildirilince, reis, Haham ve Papazlara sordu: "Bu işten size ne? Bu cenaze müslüman bir âlimin cenazesidir." Onlar da şöyle cevap verdiler: "Biz onun vasıtasiyle bütün Peygamberlerin hakikatına vâkıf olduk ve kişiliğinde kâmil evliyaların siyretini gördük."
Bazı cahil mutasavvıflar da gelmiş, sufi edebiyatında nakledilen: 《Ölmeden önce ölünüz》 cümlesinin ihtivà ettiği faniliğe gidilmesine teşci etmişler. İnsanın kişiliğini inkâr etmesinde, aşırı gitmişler. Sonunda öyle olmuş ki, savunmanın, hareketin ve neşatın dayanağı olan nefse güvenmek ve kişiliği sevmek, ahlâki bir suç, ruhi kemâle ermenin yolunda bir engel kabul edilmiş.
Sayfa 119Kitabı okudu
Allah’ın varsa eğer, sağı sen, solu sensin! O’nun serveti sen O’nun kudreti sensin! Topraktan yaratılan bir kulsun sen! Ey insan. Lakin zemin de sensin, evet zaman da sensin Hakk’a ermek sırrının şarabını iç ve kan! Şüphe uçurumundan fırla; kendini kurtar!... Ne duruyorsun davran! Uyan derin uykudan
Felsefe ve mantık erbâbnın sözlerini papağanlar gibi tekrarlayanların sözleri ve getirdikleri delilleri kuru, ölü, ruhsuz ve hayatsız sözlerdir. Onlar, ne te'sirli ve ne de hoştur. Çünkü bu sözler, ölü kalpten çıkıyor. Ölüden çıkan söz, nasıl te'sir eder ve nasıl meyve verir.
Sayfa 79 - MevlânâKitabı okudu
261 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.