Bebel,sosyalizm tarihinde önemli bir aydındır. Onun sosyalist mücadele, II.Enternasyonal ve kadın sorunu ile alakalı olan katkılarının yanı sıra İslamiyet ile alakalı bir kitabını okumak heyecan verici.
Kitap, yoğun bir kitap değil. İslamiyet’in nasıl doğduğunu, peygamberini, devletleşme sürecini, edebiyatçılarını anlattığı bu kitap daha çok Avrupadaki “Müslümanlık” algısını eleştirmek ve İslamiyeti de her alanda olduğu gibi bilimsel bir şekilde ele almak amacıya yazılmış.
İçeriğinin yetersizliği, Bebel sonrası İslamiyet çalışmalarının çok daha gelişmesini bir kenara bırakarak söylüyorum. Sonuçta okunan her kitap, tarihseldir ve kitaplar arası inceleme yapmak tarihsellik arasında inceleme yapmaktır. Kitabı ele aldığım andan itibaren bu noktayı hiç göz ardı etmedim. Dolayısıyla onun “İslamiyetini” okuduğumun bilincinde olarak kitabın tahlilini çizmeye çalıştım. Bu açıdan Bebel, hiç de Avrupa-merkezci yahut Oryantalist değildir. Söz gelimi birçok yerde, Hıristiyanların Müslümanlara atfettiği bütün pejoratif değer ve olguları Hıristiyanların kendilerinin daha sert bir şekilde yaptığını dile getirmiştir.