İslam’a göre bütün bir hayat ibadet şuuru içerisinde yaşanmalıdır. Sorumluluk bilinci ve sorumluluğun gereğine göre olmak ise söz konusu şuuru sağlar. Böyle olunca, yapılan her iş ibadet niteliği kazanır. Ancak şu da önemlidir ki, sorumluluk bilincine sahip bir şekilde sürdürülen bir hayat süresi içerisinde yerine getirilmesi zorunlu olan, hayat tarzının teminatı olan özel ibadetler vardır. Bunlar, belirli şartlar dahilinde, olmazsa olmaz niteliğinde olan ibadetlerdir. Namaz, zekat, oruç, hac bu ibadetlerden bazıları ve en yaygın olarak bilinenleridir. Namaz, bu ibadetlerden ilk emredilen olma özelliğine sahiptir.
Üstünlük ancak takvâdadır (Allah’a karşı sorumluluk bilincindedir)
Bu din, doğru bir inanç ve bu inancın gerektirdiği doğru bir uygulamadan başka üstünlüğün gerekçesi olabilecek herhangi bir şeyi ölçü kabul etmiyordu. İnsanlar arasındaki, üstünlük vesilesi kılınan her türlü ırk, soy-sop, cinsiyet ayrımını reddediyordu.
Yanlış olan bir şey ne tür gerekçelerle ve yöntemlerle doğru gösterilmeye çalışılırsa çalışılsın; hiçbir zaman gerçek anlamda "doğru" vasfını kazanamaz. Fakat bir yanlışın, "doğru" gibi gösterildiği şartların ve ortamın insanları, gerçeği göremeyecek şekilde düşünce kabiliyetinden, idrak gücünden uzaklaştırılmışlarsa, orada "yanlış"ın otoritesi rahatlıkla devam eder.
Bu durumu beşeri sistemlerin temel özelliği olarak da ifade etmek mümkündür.