Hz. Ömer Bin Abdulaziz

Halid Muhammed Halid

Quotes

See All
“Ben en çok, Allah'ı bilip tanıdığı hâlde O'na asi olan, şeytanı bilip tanıdığı hâlde ona tâbi olan ve dünyanın gerçek yüzünü bildiği hâlde ona gönül verip meyleden kimseye şaşarım...!!”
O gün ona: "Bu Hâricîler halkın arasında kendi asılsız düşüncelerini yayıyorlar ve bâtılı hak gibi gösterip anlatıyorlar. Onların bu şekilde İslâm topraklarında düşünce ve inançlarını yaymalarına izin verilmesi, yaklaşan kötü günlerin ikaz ve alarm sesidir…" dediler. Adaletli evliya adam, kendisine bunu söyleyen kimseye sadece Kur'an'dan bazı âyetler okumakla yetindi. Söz konusu âyetlerde Allah (c.c.), Peygamberini (s.a.v.) insanların vicdanlarına baskı ve zorbalıkla hükmetmeye çalışmasını yasaklıyor, şöyle buyuruyordu: "Sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?" (Yunus 99) "Sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin." (Gaşiye 21-22) Bütün yaşananlar ve sonuçlar, onun tarafındaydı ve onun görüş ve düşüncelerinin doğruluğunu ve kararlarının isabetliliğini teyit ve ispat ediyordu: Muaviye'nin yönetime geçmesinden Süleyman bin Abdülmelik döneminin sonuna kadar geçen süre içinde bir gün dahi eylemlerine son vermemiş ve silah bırakmamış… Verdikleri kurbanların çokluğu ancak isyan ve düşmanlıklarını arttırmış olan Hâricîler… Bu evliya, ulu adamın yönetiminde kılıçlarını kınlarına sokmuş, eylemlerine son vermiş ve geçmiş Emevî yönetimlerinden bu yana aralıksız devam eden tüm nefret ve düşmanlıklarını unutmuşlardır.
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Onun kendi devletinde yaşayan farklı dinlere ve azınlıklara yönelik bu yaklaşımı, dış dünyanın da dikkatini çekmiş, hayranlığını kazanmıştı. Bu o dereceye varmıştı ki, İslâm devletine amansız bir düşmanlık güden Bizans İmparatoru III.Leon, onun vefat haberini aldığında, yakın çevresini ve maiyetini şaşırtarak, hıçkıra hıçkıra ağlamaktan kendini alamamıştır.
Sayfa 180Kitabı okudu
Halife olmadan birkaç dakika öncesinde kaliteli ve pahalı giyinen, güzellik ve yakışıklılığına önem veren, ağır kokular, parfümler kullanan adamı, sorumluluk bilinci, göz açıp kapayacak kadar kısa bir zaman içinde saçına başına özen göstermeyen, toz içinde kalmış bambaşka bir insana dönüştürüvermişti…
Sayfa 111Kitabı okudu
Bir gün hizmetkârı Müzâhim'i de yanına alarak şehri teftişe çıktı. Yolcu kafilelerinin geçtiği uzak yol ayrımlarına kadar gittiler. Kılık kıyafet değiĢtirdikten sonra yolcuların arasına girerek, gelip geçenlere devlet idaresinden memnuniyet ve şikâyetlerini öğrenmeye çalıştı. Bir yolcuya yaklaşarak sordu: "Yurdundan ayrılırken insanlar ne hâldelerdi?" Adam ona şu karşılığı verdi: "Kısaca mı yoksa detaylıca mı anlatmamı istersin?" "Kısaca anlat." "Yurdumu terk ederken, zalim alçak ve mağlup, mazlum muzaffer ve galip; zengin varlıklı, fakir de destek gören, yardım edilen bir durumdaydı…" Halife Ömer, konuştuğu adam, onun sevinç infialini ve gözlerinden süzülen mutluluk gözyaşlarını görmesin diye hemen oradan uzaklaştı. Hizmetkârı Müzâhim'e dönerek: "Allah'a yemin ederim ki, benim nazarımda, bütün yurdun bu adamın anlattığı gibi olması, güneşin aydınlattığı her şeyden çok daha hoş ve güzeldir."
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.