Doğru yol, adı üzerinde, dosdoğrudur ! Açık ve seçiktir. Bu yol manevi bir yoldur. İman, ibadet, ahlak, takva, adalet, anne babaya iyilik, hakkaniyet, insaf, sabır, mücadele, alçakgönüllülük ve hatırlayamadığımız tüm diğer erdemli davranışlar bu yolun taşlarıdır. Allah bu güzel şeylerle iç içe yaşamamızı istemekle beraber insanı seçiminde serbest bırakır. Kim doğru yolda ilerleyecek, kim heva ve hevesinin, arzularının peşine takılıp eğri yollara sapacak! Biliniz ki, cennete sadece bu yol gider. O yolda inanarak, ibadet ederek yürüyeceksin. Bunları yaparken herkes dostun olmayacak.
Nefsinin tutkuları içten bir düşman, dünyanın nimetleri dıştan bir düşman, seni bıktırıp, acze düşürüp, ayaklarını titretmeye, kararlılığını bozmaya, yolunu eğriltmeye çalışacaklar. Sana düşmanlık etmeye yemin etmiş şeytan, zihninin her kıvrımında bu çileye, bu yoksunluklara dayanmanın seni hayatın lezzetlerinden uzaklaştırdığını iddia edecek. Zehirli fısıltılarıyla azmini çözmeye, seni iman ve ibadetten, takva ve güzel ahlaktan uzaklaştırmaya çalışacak.
Bu yolda yürürken üstünde kızgın bir güneş, altında alev alev yanan bir zemin olacak. Sağından solundan kasırgalar esecek. Ama sen sabredeceksin. Adımlarını kararlılıkla atacak, ayaklarını sağlamca basacaksın. Direneceksin. Heva hevesine kapılmayacak, keyif ve haz veren tutkulara teslim olmayacaksın.