“Aslında insan kalbini sarmamalı, hükmü bir gün süren gazete kâğıtlarına. Dönen rotatife kaptırmamalı insan ince sözü, kırılgan cümleyi. Ama ben yaptım; içimin en kuytusundan geçenleri bazen, gazetelere yazdım. Belki de sırf bu yüzden hiçbir zaman gerçekten köşe yazarı olamayacaktım. Hep ‘başka bir şey’ olarak kalacaktım.
Ama bu yazılar yüzündendir, hiç hesapta yokken, bir gazete, bir sabah, birilerinin kalbine değdi. Yazanın içerisinden uçuşup gelen, atlayıp, konup bir gazete sayfasına, sizin de içinize sızdı. Bunlar işte, o yazılar. Bunlar, İçeriden yazılanlar…