Yazar iletmek istediği mesajları hikayeleme yöntemi ile sade bir üslupla anlatıyor. Öykülerde gerçek yaşam deneyimleri kullanılmış, birçok öyküde kendimden ve çevremdeki insanlardan parçalar buldum. Yaşanılan sorunların çözümünün tek bir noktadan gelmemesi kitaba anlam katmış. Öykülerin çoğunda verilmek istenen mesajlar açıktı, insan biraz üstünde duruncada alması gerekeni alıyor. Sadece bazı öyküleri derinliksiz buldum. Yazarın hikayelerinde kullandığı alıntı sözleride yerinde ve güzel buldum. En çok sevdiğim ve sıklıkla okumaya karar verdiğim bölüm İç Konuşma bölümü oldu.
Cümlelerimi kitap kapağını açar açmaz karşıma çıkan ve odamın duvarına astığım şu sözlerle bitirmek istiyorum:
Açı doyurduğumda,
Hakareti affettiğimde,
Düşmanımı sevdiğimde...
Bunlar güzel erdemler.
Fakat ya dilencilerin en fakirinin,
suçluların en gaddarının da...
Kendi içimde olduğunu fark edersem?
Ya şefkatime en muhtaç kişinin,
sevilmeye en muhtaç düşmanımın...
Kendim olduğunu fark edersem?
O zaman ne olacak?
Carl Gustav Jung.