İçimizde Bir Yer

Ahmet Altan
Bu söylediğimin doğru olup olmadığından hiç emin değilim ama bana öyle geliyor ki sanki hepimiz, içimizde bir başkası için ayrılmış bir yerle doğuyoruz. Bir parçası kayıp bir bulmaca gibi... Hayatımızın önemli bölümünü garip bir eksiklik duygusu ile geçirmemiz, bazı sabahlar anlaşılmaz sıkıntılarla uyanmamız, bazen isimsiz umutlarla neşelenmemiz, sanırım o boşluğun içimizde yarattığı girdaptan kaynaklanıyor, Karşılaştığımız her kadına ve erkeğe, belki de hiç farkında olmadan, girinti çıkıntıları o boşluğun kesiklerine uyacak mı diye bakıyoruz. Elinde Cinderella’nın ayakkabısıyla dolaşan biri var sanki içimizde, herkese, "Acaba ayakkabının sahibi bu mu?" diye bakıyor. Tam olarak neyi ve kimi aradığımızı bilmiyoruz. Bize öğretilen bilgilerden yola çıkarak aradığımız insanla ilgili birçok olumlu özellik sıralıyoruz ama genellikle söylediklerimiz gerçeğe çok uymuyor. Sonra birden birisi hayatımıza giriveriyor. Onun sahip olduğu bir şey, belki kokusu, belki dokunuşu, belki gülüşü, belki zekâsı, belki hayata bakış tarzı, belki zevki, belki aldırmazlığı, belki ihtirası, belki de kötülüğü, içimizdeki boşluğun bütün girinti çıkıntılarını dolduruyor. İlk düşündüğümüz, onunla mutlu ve huzurlu olacağımız. İçimizdeki boşluğun ancak "iyi şeylere" sahip biri tarafından doldurulabileceğini sanıyoruz. Ama gerçek, her zaman böyle değil.
160 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 2004
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

160 syf.
·
Puan vermedi
Ahmet Altan’ı bu kitapla tanımaya başladım desem, yalan olmaz sanırım. Yazar, insanı kendi kendisinin kölesi yapan karmaşık duygu durumlarını oldukça eğlenceli, eğlenceli olduğu kadar düşündürücü, düşündürücü olduğu kadar da üzücü bir dilde aktarmış. Kontrolsüz tutkularının, kıskançlıklarının, sevgi ve nefretin esiri olan, tarihe damgasını vuran yazar ve şairlerin hayatlarından örneklerle kitabı daha akıcı bir hale getirmiş. Cesur ve ne istediğini bilen kadınlar ile ilgili hikayeler alkışlanısı, bir o kadar da keyifli. Özellikle  şiirsel dil hakimiyetini de sonuna kadar götürmesi anlaşılabilirliği daha da etkili hale getirmiş. Özellikle bazı hikâyeleri var ki kahkaha atarak okudum kaç kez derseniz kontrolü kaybetmeyecek kadar diyebilirim. Her şeyi kontrolünüzün altında tutmanız dileğiyle, keyifli okumalar. :)
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir YerAhmet Altan · Everest Yayınları · 20133,983 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
Herkesin kendi duygularının kölesi olduğunu kanıtlar derecede bir kitap. İlk defa bir kitabın 'tüm sayfalarını' fosforlu kalemlerle çizdim. Kendi hayatımın hikayesini dinledim resmen. Yüreğimde olup nasıl anlatılır ki bu diye kıvrandığım duyguları buldum okurken.
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir YerAhmet Altan · Everest Yayınları · 20133,983 okunma
“bu bir ihanet öyküsü mü yoksa korkunç bir aşk öyküsü mü?”
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir Yer
........
Ahmet Altan
Ahmet Altan
......hikayeye hangi cümleyle başladıysa aynı cümleyle bitirmiş.....
Ahmet Altan
Ahmet Altan
'in her anlatısının içerisine girmeye çalıştım, hepsinde de bir yer buldum kendime. sanki beni, bizi, bizleri yazmış.
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
,
Oscar Wilde
Oscar Wilde
. gibi insanların cümlelerinden yola çıkarak kimi anlatımlarını desteklemesini sevdimm..kitapta altı çizilen o kadar çok cümle ve tanımlama var ki.......Altancimm sevmedigim tek yanin cok uzatiyorsunn)bir az kisa kessen diyorumm)adamın bir kapıdan kapıyı açıp içeri girmesi 3 sayfa sürer mi yahuuu) bazı cümlelerinin altında derin anlamlar ararken, bazen de abartıya kaçtığını düşünebiliyorsunuz; şu cümleyi bu kadar süslemenin ne anlamı var diye.) hayat bize hep aynı şeyi öğretiyor, "mükemmel biri yok." ve, en maceraperest olanlarımız, en gözü karalarımız, en çılgınlarımız şöyle diyor: "biri var ve ben onu bulacağım." ve, o zaman bir ses bize diyor ki: "sen mükemmel değilsen başkası niye olsun?" ve, o zaman biz diyoruz ki: "ben mükemmel olsaydım, mükemmel birini niye arayacaktım?" hepimiz kendimizde olmayanı arıyoruz. ve, hepimiz ancak kendimizde olanı buluyoruz.
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir YerAhmet Altan · Alkım Yayınevi · 20043,983 okunma
151 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Keyifli okumalar. Kitap hakkında söyleye bileceğim çok şey yok aslında ama yazarın konu işleyişi üzerinde bir kaç cümle yazmadan duramayacağım. Yazarın cinsellik ve Tanrı incanı beni rahatsız etti doğrusu kadınlardan sex objeleri gibi bahsetmesi çok itici. Son oyun kitabında da aynı durum söz konusuydu. Elbette ders alınacak yerler var ama Tanrı ve kadınlar hakkında bu kadar ölçüsüz konuşması beni rahatsız etti söyleyeceklerim bu kadar. Okumak isteyen arkadaşlara tavsiye edermiyim kararsızım. Ama okurum diyenlerede keyifli okumalar demekten başka bir şey gelmez elimden..
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir YerAhmet Altan · Alkım Yayınevi · 20103,983 okunma
Kalemini beğendim
160 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Merhabalar herkese; Ahmet Altan uzun süredir kalemiyle tanışmak istediğim bir yazardı ve sonunda bir kitabını okudum.Kütüphanemde beş kitabı daha mevcut yazarın, sahaftan almıştım. Bu kitap fazla karamsar gibi geldi bana ama bazı gerçekleri de hikayeler aracılığı ile yüzüne vuruyor yazar. Genel olarak beğendim genel konusu, hikayelerin aşk ve Tanrı'ydı,kolay okunur bir dili var ve gayet anlaşılır öyle aman aman tavsiye edeceğim bir kitap değil ama okunur gayet keyif verici bir düzeyde diyebilirim. Şimdiden herkese keyifli okumalar dilerim.
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir YerAhmet Altan · Alkım Yayınevi · 20043,983 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Birkaç yıl önce okumuş ve inceleme yazmamıştım. Ahmet Altan kalemini sevdiğim bir yazar. Birkaç kitabını daha okudum. Kitabın dili oldukça sade, kolay okunuyor. Güzel bir kitap.
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir YerAhmet Altan · Everest Yayınları · 20133,983 okunma
merhabalar
160 syf.
10/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Herkese Selamlar kitabı bitirdim tek solukta bitireceğiz en güzel anlamlı kitaplardan biri tavsiye ederim gerçekten çok sevdim okuyun ki zaten yazar harika bir eser sergilemiş akıcı ve sürükleyici bir anlatım var. Kitabın özeti bu şekilde; Siz kendi duygularınızın kölesisiniz, herkes gibi. Ama size hükmeden bu duyguları tanıyamaz, ne zaman, nerede, nasıl ortaya çıkacağını bilemezsiniz. Bir aşk, bir öfke, çıldırtıcı bir kıskançlık, dayanılmaz bir özlem bazen karanlıkların içinden çıkıp sizi esir alabilir. Bazen, bir başka insan için kendinizden vazgeçebilirsiniz. Bazen öfkeyle kamaşır içiniz. Kendi bilinmezliğinizle yaptığınız bu karmaşık dansta adımlarınızı ayarlamak için size yardım edecek olan edebiyattır. Size, sizi, hayatı, insanları, duyguları anlatan edebiyat. Ahmet Altan, bu kitabıyla hayatın ve insanın derinliklerindeki bütün duygu kıpırtılarını ışığa çıkartıyor. Okuyacağınız her satırda kendinize ya da bir tanıdığınıza ait bir duygunun izini, macerasını bulacaksınız. Bu kitabı okurken kendi hayatınızın hikayesini dinleyeceksiniz
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir YerAhmet Altan · Alkım Yayınevi · 20043,983 okunma
Sus artık sesim!!!
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabın arka tarafındaki kitap beni çok kendine çekti. Şöyle yazıyor cümle : Siz kendi duygularınızın kölesisiniz,herkes gibi. Evet, bizi biz yapan duygular. Olumlu veya olumsuz. Erkek yada kadın. Duygular bizim hayatımızı yönlendirdirir. Onlar neyse biz oyuz. Kitap duygular ve insanlar hakkında. Öyle güzel bir pencereden bakmış ki aşka ve insanlara herkes kendinden bir parça bulabilir. Herkesin yaşayacağı, gerçek öyküler var kitapta. Mesela herkes muhakkak birinden hoşlanmıștır. Ve o hoşlanma hali insanda nasıl duygulara yol açıyor? Ben öykülerin bir kısmında kendi hayatımda aradığım soruların yanıtını buldum diyebilirim. Ben o yüzden çok beğendim. Hem sade anlatımı, hemde anlaşılır olması da buna etken. Kitapta
Oscar Wilde
Oscar Wilde
'a yer verilmiş. Niye Oscar Wilde, "Insan sevdiğini öldürür" der? Wilde'a göre bunu bazen kılıçla yaparız, bazen bir sözle. İki ünlü yazarın "aşk"la başlayan anlatımı da bir yokoluşla tamamlanıyor. Ama insan her zaman sevdiğini yok etmiyor, bazende sevdiği için kendini yok ediyor. Bunu anlatan hikâyeler de var. Nedir bu, aşkla yokoluş arasındaki ilişki? Doğa için deprem neyse aşk da bizim için o mu acaba?
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir YerAhmet Altan · Alkım Yayınevi · 20043,983 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
.. Derin psikolojik tahliller ihtiva eden harikulade bir deneme! Sonsuz, sessiz ve geniş bir iyiliğin içine mi yerleştirilmiş kötülüklerimiz, yoksa sonsuz kötülüğün içinde parlayan ışık vahaları mı iyiliklerimiz? Ve biz bunlardan hangisini isteriz? İyiliklerimizin parıldamasını mı, yoksa kötülüklerimizin parıldamasını mı? Niye hepimiz biribirimize benziyoruz? Nasıl oluyor da bir vakit yaşadıktan sonra insanların ne zaman, ne yapacağını öğreniyoruz, nasıl oluyor da birbirine hiç benzemeyen insanlar bile birbirine benzer şeyler yapıyor? Başkalarının da bize benzediğini görmekten bir teselli mi bulmalıyız, yoksa başkalarına bu kadar benzemek bizi utandırmalı mı? Zehirin panzehirini de zehirden yaptıkları gibi acının panzehirini de acıdan mı yapıyorlar? Canımızı acıtanın canını acıtmak geçiriyor mu acımızı? Yaralandıkça yaralıyoruz. Yaraladıkça yaralanıyoruz. Bu kadar basit mi gerçekten yaşadıklarımız? Böylesine ufuksuz bir gerçeği gördüğümüzde bütün gerçeği görmüş mü oluyoruz? Ve, biz bu kadar sığ mıyız?
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir YerAhmet Altan · Everest Yayınları · 20133,983 okunma
157 syf.
7/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Köşe yazısı, deneme, anı, karışımı birbirinden güzel duygu ve düşüncelerin anlatıldığı bir eser. Okurken kendinizden ve çevrenizden bir duyguyu bulabiliyorsunuz. Şair, yazar, ressam gibi s Tanınmış sanatçıların hayatlarından anektodlar var. Okuması kolay ve keyifli. Yazarken birisi ile mi konuşuyor, size mi anlatıyor, bilinmez ama içini döküyor yer yer. Hayata ve insana dair bir çok şey var içinde. Kısa sürede keyifle okudum.
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir YerAhmet Altan · Alkım Yayınevi · 20043,983 okunma

Yazar Hakkında

Ahmet Altan
Ahmet AltanYazar · 23 kitap
1950 yılında Ankara'da doğdu. Annesi Kerime Altan, babası gazeteci Çetin Altan'dır. 1959 yılında ailecek İstanbul'a geldiler. Altan, ortaöğrenimini değişik okullarda devam etti. Bir süre Robert Kolej'e devam ettikten sonra Ankara Koleji'nde yatılı olarak okudu. Lise öğrenimini 1970 yılında İstanbul Kültür Koleji'nde tamamladı. 18 yaşında, lise öğrencisi iken evlendi. 1972 yılında bir kızı, 1980 yılında bir oğlu oldu. Bir süre Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne devam etti. 1981 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun oldu ve gazeteciliğe başladı. Gazetecilik yaşamı Gazeteciliğe Hürriyet gazetesinde gece muhabiri olarak başladı. Aynı gazetede şef muhabirliği, şeflik, dış haberler editörlüğü, köşe yazarlığı yaptı. Güneş, Milliyet ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde uzun yıllar köşe yazarlığı yaptı. Milliyet gazetesinde çalıştığı dönemde, gazetede Kürtlerin çoğunluğu oluşturduğu kurgusal bir “Kürdiye” ülkesinden bahseden yazısı nedeniyle gazetedeki işine son verildi. 2007 yılında Taraf gazetesinin kurucusu olan Altan, Alev Er ile birlikte Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendi. Daha sonra Er'in ayrılmasıyla gazetenin Genel Yayın Yönetmenliği görevini tek başına yürütmeye devam etti. Gazetenin "Kum Saati" adlı köşesinde, köşe yazarı olarak yazılar yazdı. Eylül 2008'de Ermeni Kırımı’nın kurbanlarına adadığı bir köşe yazısı nedeniyle Türklüğe hakaretle suçlandı. Taraf gazetesi 2009 yılında Leipzig Bankası Medya Vakfı tarafından verilen dünyanın prestijli basın ödüllerinden biri olan Özgürlük ve Medyanın Geleceği Ödülü'ne, 2011'de e Uluslararası Hrant Dink Vakfı tarafından özgür ve adil bir dünya için çalışan, ilham ve umut ışığı kişilere verilen Hrant Dink Barış Ödülü'ne layık görüldü. Altan, Aralık 2012'de Yasemin Çongar ile birlikte Taraf gazetesindeki görevinden istifa etti. Taraf'taki yazılarına son vermesinin ardından 2015'e dek roman yazdı. 7 Ekim 2015'te gazeteciliğe geri döndü ve Haberdar'da yazmaya başladı. TV programcılığı Doksanlı yılların ortalarında Neşe Düzel ile birlikte Star TV'de Kırmızı Koltuk isimli tartışma programını hazırladı ve sundu. Romancılığı İlk edebî eseri "Paltolu Donkişot" adlı iki kişilik piyes idi. 1982 yılından itibaren romanlar ve deneme kitapları yayımladı. İlk romanı Dört Mevsim Sonbahar'da post modernist ögeleri kullandı ve romanın kendisini romanın konusu haline getiren üstkurmaca tarzı ile kaleme aldı. Bu romanı ile Akademi Kitabevi Roman Büyük Ödülü'ne değer görüldü. 1985 yılında ikinci romanı Sudaki İz yayımlandı. Çok satan ve çok eleştirilen bu roman, yayımlanmasından dokuz ay sonra müstehcenlikle suçlanarak toplatıldı. İki yıl süren yargılamadan sonra içindeki iki buçuk sayfalık bir bölümün müstehcen içerik olduğuna ve imhasına karar verildi. Kitap, müstehcen olduğuna karar verilen kısımları siyah bantla kapatılıp, mahkemenin sakıncalı bulduğu cümleleri içeren kararı da kitabın başına eklenerek yeniden yayımlandı. 1991'de üçüncü romanı Yalnızlığın Özel Tarihi yayımlandı. İlk romanında kullandığı üstkurmacanın çeşitli alt tekniklerini dördüncü romanı Tehlikeli Masallar'da uyguladı.[9] Bir türlü vazgeçilmeyen eski sevgilisiyle yeni bir sevgili arasında duyguları gidip gelen yalnız bir ini anlattığı bu roman, yılın en çok okunan romanlarından biri oldu. 1998 yılında yayımlanan beşinci romanı Kılıç Yarası Gibi, Yunus Nadi Roman Ödülü'ne değer görüldü. Kılıç Yarası Gibi'nin devamı sayılabilecek altıncı romanı İsyan Günlerinde Aşk, 2001 yılında yayımlandı. Bu iki romanda II. Abdülhamid dönemindeki yönetim anlayışına, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin faaliyetlerine geniş yer verdi. Bu romandan sonra "Kristal Denizaltı", "Ve Kırar Göğsüne Bastırırken" adlı deneme kitaplarını "Aldatmak" ve "En Uzun Gece" romanlarını yayımladı. Bir kadının kocasını aldatırken, neredeyse an be an hissettiklerini anlattığı Aldatmak, beş günde yüz bin adet satıldı. Ara verdiği romancılığa 2012'de Taraf gazetesindeki görevinden istifa ettikten sonra yeniden döndü. Son romanı En Uzun Gece'den sekiz yıl sonra 2015 yılında Son Oyun adlı romanını yayımladı. Bu romanın kahramanı da uzun süredir roman yazamamış bir romancı idi. İki yıl sonra yayımladığı Ölmek Kolaydır Sevmekten adlı romanda 1912-1913 yıllarında toplam altı aylık bir sürede Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan olayları bir ailenin fertlerinin hatırladıklarına dayanarak anlattı. Kılıç Yarası Gibi ve İsyan Günlerinde Aşk romanlarındaki ailenin bireyleri bu romanda günümüzde yaşayan torunları Osman’la konuşarak tekrar okuyucuyla buluştular. Davalar Altan, 17 Nisan 1995'te Milliyet gazetesinde yayımlanan “Atakürt” başlıklı köşe yazısı nedeniyle Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanıp 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı, gazetedeki işinden de kovuldu. 4 Ocak 2012'de Roboski katliamı ile ilgili kaleme aldığı “Devlet Yardakçılığı ve Ahlak” başlıklı yazısıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a basın yoluyla hakaret ettiği gerekçesiyle 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme hapis cezasını 7 bin lira adli para cezasına çevirdi. 2 Eylül 2015'te Samanyolu Haber kanalında katıldığı bir programdaki konuşmalarından dolayı Altan hakkında ‘Cumhurbaşkanı’na, hükûmete, kamu görevlilerine hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek’ iddiasıyla soruşturma başlatıldı. 2016 Türkiye askerî darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında Ahmet Altan ile kardeşi Mehmet Altan, 10 Eylül 2016 sabahında gözaltına alındı. Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak ile beraber 14 Temmuz 2016'da (darbeden bir gün önce) çıktıkları TV programında “sübliminal darbe mesajı” verdikleri nedeniyle haklarında gözaltı işlemi uyguladığı belirtildi. Bu bağlamda Ahmet Altan, aynı zamanda darbeyi önceden bilmekle de suçlandı. Gözaltına alındıktan 12 gün sonra ifadesi alındı ancak savcılıkta açıklama yapacağını belirterek Emniyet'te yöneltilen hiçbir soruyu yanıtlamadı. Bu sırada Altan kardeşlerin avukatlarıyla Adliyede beraber bulunan HDP Milletvekili Garo Paylan, Altanlar hakkında verilen kararın daha avukatlara bile bildirilmeden önce, Sabah gazetesinin internet sayfasında yayınlanmasına tepki gösterdi. Kararın ardından Ahmet Altan tutuksuz yargılanmak üzere adlî kontrol şartıyla serbest bırakıldı ancak kardeşi Mehmet Altan tutuklandı. Serbest bırakılmasının üstünden 24 saat geçmeden Başsavcılığın itirazı üzerine nöbetçi 1. Sulh Ceza Hakimliğince hakkında yakalama kararı çıkartıldı. ‘FETÖ üyesi olmak’ ve ‘hükûmeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek’ suçlamasıyla tutuklandı. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 4 Kasım 2019 tarihli kararıyla “FETÖ terör örgütüne yardım etmek” suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı ve adli kontrol şartıyla tahliye edildi. 12 Kasım 2019 tarihinde tekrar tutuklandı. 14 Nisan 2021 tarihinde 4 yıl 7 ay kaldığı Silivri Cezaevi'nden tahliye edildi.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.