Gönül Gözüyle 1

İçimizdeki Deprem

Afşar Timuçin

Öne Çıkan İçimizdeki Deprem Gönderileri

Öne Çıkan İçimizdeki Deprem kitaplarını, öne çıkan İçimizdeki Deprem sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İçimizdeki Deprem yazarlarını, öne çıkan İçimizdeki Deprem yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaşınızı unutun ve yaşayın dostlarım, ne yapıp yapıp yaşayın.
Sayfa 266 - Bulut YayınlarıKitabı okudu
"Nasıl yaşadıysak öyle öleceğiz dostlarım."
"Kimimiz ayakta, kimimiz yatakta, kimimiz yemek yerken. "Ölen kim" diyorsanız cenazedekilere şöyle bir bakıverin, onların konuşmalarını dinleyin, el kol sallayışlarına bakın, ölenin kim olduğunu anlayamasanız bile nasıl biri olduğunu şıppadanak anlarsınız. Kimsenin iki damla yaş dökmediği bol törenli nice ölümler gördük. Ancak insanların kendilerini yok edercesine sessiz sessiz ağladığı ölümler de görmüşüzdür. Evet, ölümümüz bize benzeyecek, yaşamımıza benzeyecek. Karşıdan karşıya geçerken bir taksinin altında kalıp ezilmezsek."
İçimizdeki Deprem
İçimizdeki Deprem
Reklam
"İktisadi yaşam koşulları düzelecek mi? O düzelince ahlak da düzelecek mi? Yaşarsak göreceğiz."
İçimizdeki Deprem
İçimizdeki Deprem
İnsanlık pek garip oldu dostlarım, içtenlik diye bir şey kalmadı. Eskilerin riya ve tabasbus dediği şeyler gündelik yaşamımıza girdi. Gurur denilen salgın hastalık istemediğiniz kadar, buna karşılık onur denilen değeri kolay kolay bulamıyorsunuz. Elde et de nasıl edersen et. Yalancılık aldı yürüdü. Kimse kimseye güvenmiyor. İnsanlar gö­ğüslerini kabarta kabarta "Babama bile güvenmem " diyebiliyorlar. Kravatların ve takım elbiselerin altında gizlenen şey kolaycılıktan, şeytanlıktan, değerbilmezlikten başka bir şey değil. Sinsilik varolma kavgasında en geçerli yöntem oldu. Yiğit adam diye bir şey vardı eskiden. Bir ingiliz atasözü "Yiğitliğin modası geçmez" dese de siz aldırmayın. Onun modası falan kalmadı. Bakıyorsunuz dünkü yiğit bir gecede alçağın biri oluvermiş.
Sayfa 274 - Bulut Yayınları, (Riya: İkiyüzlülük, Tabasbus: Yaltaklanma)Kitabı okudu
Elbet intikamını alacak!
Toprak başkaldırıyor. Kötü kullanılan her şey gibi silkiniyor toprak. Toprak öcünü alıyor. Sel, deprem, hatta hortum... Doğa kötü kullanılmanın ya da kötüye kullanılmanın sıkıntısı içinde. Artık tepki gösteriyor. "Her şeyin bir sınırı vardır" demek istiyor. Üstünde yaşayan yanlış insanlardan, bu insanların yanlışlarından tedirgin do­ğa. "Ben böyle sululuklara, böyle aptallıklara gelemem" demek istiyor. Ağaçları bildiğiniz gibi keseceksiniz, ormanları ateşe vereceksiniz, orman yangınlarını kahrolsun komünistler kurnazlığıyla izleyeceksiniz, ormanların yerine beton yığınlarını oturtacaksınız, toprak buna aldırmayacak, öyle mi! Üç milyonu kaldırabilecek bir toprağa yirmi milyonu barındıran yerleşim alanları kuracaksınız, toprak pekiyi diyecek! Her şeyin bir sının vardır, o sınır geçildi mi tepki başlar. Toprak tepki gösteriyor. Eskiçağ'ın sonlarında köle köleliğe nasıl karşı çıktıysa, Ortaçağ'ın sonlarında serf nasıl topraktan kaçıp kentin yolunu tuttuysa doğa da sırtındaki ağır yükü atmak için kımıldanıyor.
Sayfa 47 - Bulut YayınlarıKitabı okudu
Dünya görüşümüz ne olursa olsun, hangi ideolojinin adamı olursak olalım insanlıkla ilgili hiçbir sorunu cahilliğin ışığında çözmemiz olası değildir. Cahilliğin ışığı karanlığın ta kendisidir.
Sayfa 235 - Bulut YayınlarıKitabı okudu
Reklam
155 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.