Okurken en çok keyif aldığım kitaplar listesinde en üst sıralara koyacağım "İçimizdeki Şeytan", toplumsal ve bireysel göndermeler içeren dönem eleştirisi mahiyetinde bir eser. Hak ettiği değeri göremediğine inandığım Sabahattin Ali'nin ne kadar büyük bir aydın ve usta olduğu kitabı bitirdikten sonra daha iyi bir şekilde anlaşılıyor. Kitaptaki her karakterin hepsi birer ders niteliğindeki düşüncelerinin ve kendi iç konuşmalarının, ayrı ayrı incelenmesi gerekir. Kitabın yazıldığı ve olayların geçtiği dönem ile günümüz arasında çok da bir değişiklik olmadığı görülmektedir. Kitapta birbirinden değerli ve çok sayıda paylaşmak istediğim alıntı var. Özellikle baş kahramanlardan biri olan Ömer'in son sayfalardaki öz eleştirisinin, her satırının tek tek tahlil edilmesi okuyucu açısından kitabın sağladığı en büyük katkılardan olacaktır. Hepsine ayrı ayrı değinebilmek mümkün değil. Kitabı özetleyen en önemli satırların;
"İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik,bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..." olduğunu söyleyebilirim.
Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin gibi aydınlara daha çok değer verilecek zamanların geleceğini umuyorum. Keyifli okumalar.